BASINDAN YAZILAR
Yıllık Beyan ve Yurtdışı Gelirleri / Veysi Seviğ - MuhasebeTR

Yıllık Beyan ve Yurtdışı Gelirleri / Veysi Seviğ

Gelir Vergisi Kanunu’nun 85’inci maddesi uyarınca mükellefler bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve iratları için bu kanunda aksine hüküm olmadıkça yıllık beyanname vermek zorundadırlar. Bu kanuna göre beyanı gereken gelirlerin yıllık beyannamede toplanması zorunludur.
Tacirlerle çiftçiler ve serbest meslek erbabı ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden kazanç elde etmemiş olsalar bile yıllık beyanname vermekle yükümlüdürler. Bu zorunluluk şirketlerin faaliyet ve tasfiye dönemlerini de kapsamak üzere kollektif şirket ortakları ile komanditeler hakkında da uygulanmaktadır.
Yabancı ülkelerde elde edilen kazanç ve iratlar;
* Mükellefin bunları Türkiye’de hesaplarına intikal ettirdiği yılda,
* Türkiye’de hesaplara intikal ettirilmemesinin mükellefin iradesi dışındaki nedenlerden ileri geldiği kanıtlanması halinde, mükellefin bunları tasarruf edebileceği yılda elde edilmiş sayılır.
Yabancı ülkelerde elde edilen gelir unsurlarının vergilendirilmesi, sadece tam mükellefler için geçerlidir. Dar mükellefler, sadece Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilmektedir.
Yabancı ülkelerde elde edilen gelirlerin Türkiye’deki hesaplara intikal ettirilebilmesi için hukuki ve ekonomik tasarruf hakkının gerçekleşmiş olması gerekmektedir.
Hukuki tasarruf; gelirin, gelir sahibi tarafından talep edilebilir hale gelmesidir. Ekonomik tasarruf ise gelirin ödemeyi yapacak tarafından hak sahibinin kullanımına hazır tutulmasıdır.
Yurtdışından sağlanan gelirlerin Türkiye’de hak sahibinin tasarrufuna hazır tutulması tarihi, gelirin elde edilmiş olması anlamına gelmektedir. Bu tarih itibariyle T.C. Merkez Bankası döviz alış kuru kazancın tespitinde yapılacak hesaplamaya esas alınmalıdır. Bu bağlamda eğer kazanç T.C. Merkez Bankası tarafından kur tespiti ve ilanı yapılmayan bir para birimi ise bu takdirde hesaplamaya esas alınacak kur Maliye Bakanlığı’nca ilan edilecek kur olmalıdır.
Diğer yandan yurtdışından elde edilen gelirlerin vergilendirilmesi ile ilgili olarak, çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarındaki özel hükümler, vergi mevzuatındaki hükümlere nazaran öncelik arz etmektedir. Dolayısıyla gelirin elde edildiği ülke ile yapılmış olan çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasındaki hükümlere de bakılmalıdır.
Tam mükellefiyete tabi kişiler, yurtdışındaki faaliyetlerinden doğan zararlarını, faaliyette bulunan ülkenin kanunlarına göre beyan edilen vergi matrahlarının (zarar dahil) her yıl ilgili ülkenin mevzuatına göre denetim yetkisi verilen kuruluşlar tarafından rapora bağlanması ve bu raporun aslı ve tercüme edilmiş bir örneğinin Türkiye’de ilgili vergi dairesine ibrazı halinde, beyan aşamasında mahsup edebilmektedirler.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 88’inci maddesinin 4’üncü fıkrası hükmüne göre, “Denetim kuruluşlarınca hazırlanacak raporun ekinde yer alan vergi beyanlarının, bilânço ve kâr-zarar cetvellerinin o ülkedeki yetkili mali makamlarca onaylanması zorunludur. Faaliyette bulunan ülkede denetim kuruluşu olmaması halinde, her yıla ait vergi beyannamesinin o ülke yetkili makamlarından alınan birer örneğinin mahallindeki Türk elçilik ve konsoloslukları, yoksa orada Türk menfaatlerini koruyan ülkenin aynı mahiyetteki temsilcilerine onaylatılarak aslının ve tercüme edilmiş bir örneğinin ilgili vergi dairesine ibrazı yeterlidir.”
Mevzuat gereği; yurtdışı oluşan zararın, ilgili ülkede de mahsup edilmesi halinde, Türkiye’deki beyannameye dahil edilecek yurtdışı kazancın yurtdışı mahsuptan önceki tutar olması gerekmektedir.
Diğer yandan Türkiye’de Gelir Vergisi’nden istisna tutulan kazançlarla ilgili olarak yurtdışında oluşan zararların, yurtiçindeki kazanç ve iratlardan indirilmesi mümkün değildir.
Söz konusu işlemlerde zaman aşımı, yurtdışında edinilen zararın Türkiye’de mahsubunun yapıldığı yılı izleyen yıldan başlamaktadır. Örneğin 2008 takvim yılı zararının 2012 yılı gelirlerinden beyanname üzerinde mahsup edilmesi halinde, mahsubu gerçekleştiren mükellef 2008 yılı defter ve belgelerini mahsubun gerçekleştirildiği 2012 yılı ile ilgili zamanaşımı süresinin sonu olan 2017 yılının sonuna kadar saklamak zorundadır.
 

(Kaynak: İto Gazetesi | 09.03.2013)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM