BASINDAN YAZILAR
Şartı Olmayan İstisnaya Şart! / Yahya Arıkan - MuhasebeTR

Şartı Olmayan İstisnaya Şart! / Yahya Arıkan

 Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca, yurtdışında yapılan inşaat, onarım, montaj ve teknik hizmetlerden elde edilerek Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazançlar, şartsız olarak kurumlar vergisinden istisnadır.

Uygulama, kanun maddesinde de şarta bağlı olmaksızın uygulanabilen ender istisna hükümlerinden biridir ve ülkemiz inşaat firmalarına yurtdışında göreceli rekabet üstünlüğü yaratmıştır.
Ancak, son dönemde yapılan bazı vergi incelemelerinde istisnanın şarta bağlı olduğu iddiasıyla vergi tarhiyatı yapıldığı görülüyor. İnceleme elemanları, yurtdışında yapılan inşaat işinin kurumlar vergisinden istisna olabilmesi için bu işten elde edilen kazancın yurtdışında vergilendirilmiş olması gerektiğini ifade ediyor. Yani Kanun’da öngörülmeyen bir şart, uygulama sırasında getirilmeye çalışılıyor. İnceleme elemanlarının dayanağı ise 1 seri numaralı Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’ndeki açıklamalar. Tebliğ’deki ifade şöyle:
“Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi ile yurtdışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye’de genel sonuç hesaplarına aktarılan kazançlar, herhangi bir koşula bağlanmaksızın kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. 
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde, kurumların yurtdışında bulunan işyerleri veya daimi temsilcileri aracılığıyla elde ettikleri kazançlar, maddede belirtilen tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmiş olmak ve en az yüzde15 oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergi yükü taşımak koşuluyla vergiden istisna edilmiştir.
Benzer şekilde, anılan fıkranın (h) bendi ile de yurtdışında bulunan işyerleri veya daimi temsilcileri aracılığıyla yapılan ve yurtdışında vergilendirilen inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazançların (vergi yükü oranına bakılmaksızın), ayrıca yurtiçinde de vergilendirilmesinin önüne geçilmesi amacıyla bu kazançlar kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.”
Tebliğ açıklamasından net olarak anlaşılacağı üzere, bu istisna uygulaması için herhangi bir koşul bulunmuyor. Tebliğ’de sadece, yurtdışı şube kazançları istisnası varken, ayrıca neden yurtdışı inşaat işlerine istisna getirildiğinin gerekçesi açıklanıyor. Yani inşaat işleri için özel bir hüküm getirilmiş ve yurtdışında herhangi bir vergi yükü taşımasa bile istisnanın uygulanabileceği ifade ediliyor.
Tebliğ’deki bu hükmün kafa karıştırıcı olduğu düşünülebilir. Ancak, gelir idaresi tarafından verilen özelgelerde bu istisnanın uygulanabilmesi için yurtdışında herhangi bir vergi ödeme zorunluluğunun bulunmadığı açık olarak ifade edilmiştir.
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinde, yurtdışı iştirak kazançları istisnası ve yurtdışı şube kazançları istisnası için açık olarak yurtdışında vergi ödenmiş olması gerektiği belirtilir. Ancak, aynı maddede, yurtdışında yapılan inşaat, onarım, montaj ve teknik hizmetlerden elde edilen kazançlar için uygulanacak istisnada herhangi bir şarta yer verilmez. Sürekli hale gelen yargı kararlarında da kanunla getirilmeyen şartların idari düzenlemelerle getirilemeyeceği belirtilir.
Sonuçta, yurtdışı inşaat işlerinden elde edilen kazançların kurumlar vergisinden istisna edilmesinde herhangi bir kanuni şart yoktur. Bunun yanlış yorumlanması inşaat firmalarımızın yurtdışında yakaladıkları göreceli üstünlüğü de ortadan kaldırır. 
 

Malulen emeklilik kolaylaşıyor
 

Sosyal güvenlik sistemimizde, sigortalı olarak çalışmaya başladıktan sonra meydana gelen ve sigortalının çalışma veya meslekte kazanma gücünün kısmen veya tamamen kaybedilmesi nedeniyle sürekli bir gelir kaybına yol açması nedeniyle oluşabilecek mağduriyetler, malulen emeklilikle giderilir.
Malulen emeklikte, 3 Ağustos 2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile bazı yeni düzenlemeler yapıldı. Bunlardan en önemlisi Balthazard Formülü’nün kaldırılmasıdır. Bu formülün uygulanması nedeniyle birçok engelli, malulen emekli aylığına hak kazanamıyordu. Şimdi malulen emekli olmak biraz daha kolaylaşacak. Diyabet, sara ve böbrek gibi hastalıkların da malullük listesine alınması önemli. 
Gelelim bir çalışanın, nasıl malulen emekli olacağı konusuna… Çalışana, SGK’nin yetkilendirdiği hastanelerin incelemesiyle, sigortalı çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az yüzde 60’ını kaybetmişse, diğer şartları da taşıyorsa maluliyet aylığı bağlanır. 
Sigortalının en az 10 yıl sigortalılık süresinin bulunması, ayrıca en az 1800 gün uzun vadeli sigorta kollarında prim ödemiş olması gerekir. Ancak sigortalı başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul ise sigortalılık süresi aranmaz, en az 1800 gün prim ödemesi yeterli olur. SGK sigortalıya kendiliğinden aylık bağlamaz. Bunun için sigortalının mutlaka işten ayrılmış olması gerekir. 


 

KIDEM TAZMİNATI ÖDEMEYE MECBUR MUYUZ?

Derneğimizde SSK emeklisi bir çalışanımız var ve gerekli prim ödemelerini yapıyoruz. Derneğin feshi ya da işçi çıkarmak söz konusu olsa kıdem tazminatı ödemeye mecbur muyuz? Erol Barutçugil

İki durumda da 1475 sayılı İş Kanunu’nun kıdem tazminatını düzenleyen 14. maddesi uyarınca, kıdem tazminatı ödeme zorunluluğu vardır.

(Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi | 22.08.2013)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM