BASINDAN YAZILAR
Ölümünün Üzerinden 76 Yıl Geçti Çalışma Hayatında Sancılar Devam Ediyor / Vedat İlki - MuhasebeTR

Ölümünün Üzerinden 76 Yıl Geçti Çalışma Hayatında Sancılar Devam Ediyor / Vedat İlki

 Türkiye Cumhuriyeti Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün üzerinden 76 yıl geçmesine rağmen çalışma hayatında sancılı dönemler devam ediyor.

Atatürk çağdaş Türkiye'nin temellerinin atılması esnasında çalışma hayatını ilgilendiren düzenlemelere yer vermiştir.

Osmanlı İmparatorluğun da işçi işveren ilişkileri, 19. Yüzyılın ikinci yansında zamanın Borçlar Kanunu olan 1860 tarihli mecelle ile düzenlenmeye gidilmiştir.Mecelle bireyci ve aşın liberal bir nitelik taşıyor. Mecellede işçi işveren ilişkileri "icare-i ademi" yani insanın kiraya verilmesi başlığı altında ele alınmış; işçi de, Roma Hukukunda olduğu gibi, nefsini kiraya veren insan olarak tanımlanmıştı.İşçi kiralaması olmuştur.

Maden çalışanları yönünde düzenlemeye gidilmiştir.
1863 tarihli "Maden Nizamnamesi",1865tarihli Dilaver Paşa Nizamnarnesi ve 1869 tarihli ''Maadin Nizamnamesi" isimli tüzükler vardı. Bunlar arasında .dönemine göre ileri normlar getirmiş olanı ''Maadin Nizamnamesiydi.'' Bu nizamnamede zorunlu çalışma yasaklanmakta, işçi sağlığının korunması, iş güvenliğinin sağlanmasıyla,işçiye işverenlere iş kazaları durumunda tazminat ödenmesine ilişkin hükümler bulunaktaydı. Dilaver Paşa Nizamnamesi ise işçiyi korumaktan çok üretimi artırma amacına yönelikti ve zorunlu çalışma esasını benimsemişti.

Atatürk vefat edeceği tarihe kadar çalışma hayatında düzenlemelere yer vermiştir.

Emeklilik esaslarını ele alacak kamu çalışanlarını emeklilik şemsiyesi altına toplamıştır.

Çünkü artık kendisi de bir emeklilidir.

Cumhuriyet devrinde 1926 yılında Mecelle kaldırılarak Borçlar Kanunu kabul olunmuştur. Bu. tarihten 3008 sayılı İş Kanununun yürürlüğe girdiği 1937 yılına kadar geçen dönem içinde, 151 sayılı Kanunun dışında kalan alan ve yerlerde işçi ve işveren ilişkileri Borçlar Kanunu ile düzenlenmiştir.

1930 tarihli Umumi Hıfsızsıhha Kanunudur. Bu Kanun başka düzenlemeleri yanında kadın, çocuk ve bütün işçilerin korunmasına ilişkin hükümler de taşımaktaydı. Bu Kanun ile,
a) Hamile kadınların doğumdan önce ve sonraki 3 er haftada,
b) 12 yaşından küçük çocukların sanayi işlerde ve madenler de,
c) 12-16 yaşları arasındaki çocukların gece mesaisi ile günde 8 saatten fazla çalıştırılmaları yasaklanmıştır.

Türkiye Atatürk'ün direktifi ile birlikte 1932 yılında Uluslararası Çalışma Teşkilatı'na(ILO) girmişti. İşte bu şartlar altında 1934 yılında hazırlanan tasarı 8.6.1936da kanunlaşarak 3008 sayılı İş Kanunu doğmuş ve 1937yılında yürürlüğe girmiştir.

Cumhuriyetin ilk yıllarında çalışma hayatını ilgilendiren kanunların temeli atılmıştır.
Bununla kalınmayarak çalışma hayatını oluşturan ,işçi,köylü,esnaf ve sanayici içine alan geniş kapsamlı kanunlar ile düzenlemelere yer verilmiştir.

Günümüz Modern Türkiye'sine baktığımızda İş Kazalarını önleme konusunda kanun anlamında düzenlemeler yapsak bile teknolojik gelişmeler bazı sektörlerde önemli yatırımlar gerektirdiği için görmezlikten gelinmiş ,Dünya'da 3'üncü,Avrupa'da 1'inci kategori de yer almaktayız.

Oysa Atatürk ILO ile yapılan ilk sözleşme de ağır ve tehlikeli işler konusunda bundan 82 yıl önce alınması gereken ilk önlemlerin meşalesini yakmıştır.

Özellikle Maden alanında çalışmalar yapılırken İşçi Sağlığına önem vermiş ,ILO ile yapılan sözleşmede bu yönde düzenlemelere dikkat çekmiştir.

Şimdilerde modern rezidanslar yapılırken aşırı kar hırsları ile birlikte çalışanlar hayatlarını kaybediyor.

1475 sayılı İş kanunu ile birlikte yürürlüğe giren tüzüklerle İş Müfettişleri günümüze kadar denetimlerini yapmışlardır.
4857 sayılı İş Kanunda İşçi Sağlığı ve Güvenliği maddeleri olmasına rağmen tüzüklerde yeni düzenlemeler yapılmamıştır.

1990 ve sonrası günümüze kadar KİT özelleştirilmesi ile birlikte kuralsız çalışma ,taşeronlaşmanın önünü hızla artmıştır.

2010 yıllarında Madenlerde yapılan değişiklikler ile rödavans hayata geçirilmesi , İşletme belgesi alınmasında esnekliklerle birlikte madenlerin kiralanması ,kuralsız taşeron çalıştırma İş Kazalarının artmasında ivme kazandırmıştır.

Mecelle ile bundan 100 yıl önce İşçi Kiralaması gündemde iken ,günümüzde İstihdam Büroları ile hayata geçirilmektedir.

Esnek ve kuralsız çalışma ile birikte ucuz işgücü çalışma hayatına altın tepsi ile sunularak ,kamuda bu çalışma sistemi belirlenirken Kamu çalışanları arasında 4/B ve 4/C çalışma hayat bulmaktadır.

Kamu Sendikacılığıyla jet hızıyla imzalanan toplu sözleşmelerle birlikte, kamu çalışanı ve emeklisi reel anlamda düşük ücret almaya mahkum olmuştur.

1960 Yılında İşçilerin elde ettikleri sendikal kazanımlar 12 Eylül Darbesi ve 24 Ocak Kararları ile birlikte ellerinden alınmış 1983 yılından itibaren günümüze gelinceye kadar sendikalı işçi sayıları 1 milyonun altına düşmüş ,toplu sözleşme masasına oturamaz hale gelmiştir.

Asgari ücret artık hayat ve yaşam standartlarından uzaklaştırılmıştır.

SSK ve Bağ-Kur emeklisi düşük emekli aylıkları ile karşı karşıya kalmıştır.

Emekliler için ikinci bir iş olmadan ekonomik anlamda yaşama yer kalmamıştır.

Genç ve üretken nufüs işsiz kalmakta ,mesleği dışında her işte çalışmaya hazırdır.

Kayıtdışı çalışma önlenmeye çalışılsa da işsizlik artarak devam ediyor.

Vergi ve sigorta toplama yönünden kamu idaresi görevini yerine getirmekte zorlanırken ,ödemeyenler ödül olarak aflarla taçlandırılıyor.

Vekiller ,asillerden daha fazla maaş ve emekli aylığı alırken ,sağlıkta katılım payı ödemezken ,en güzel hastanelerde ve yurtdışında tedavi olurken ,asil olanlar ise %200 varan sağlık alanında farklar veriyor.

İşsizlere GSS dayatması sonucu borçlar çıkarılıyor.

E-Devlet üzerinden sendikalı olma yolu açılmış olmasına rağmen ,işçiler bu hakkını kullanamıyor.

Çalışma hayatımız mobbing ile tanışıyor.

Mevsimlik işçiler dayıbaşları yüzünden kamyon ,minibüs,traktör römorklarında ölüme taşınıyor.

Çalışan çocuk işçiler için önlemler alınsa da genç bedenler iş kazası ve meslek hastalıkları ile karşı karşıya kalıyor.

Engelliler için düzenlemeler olmasına rağmen işsizlik oranında düşüş sağlanmamıştır.

SYDV tarafından getirilen hane geliri kavramı ile mağdurlar artmıştır.

Kıdem Tazminatında Fon Tasarısı yeniden gündeme getiriliyor.

İşsizlik sigortası ödemeleri artırılmıyor.


Kısaca ölümünün üzerinden geçen 76 yıl boyunca çalışma hayatında sancılara son verme adına yasal düzenlemeler yapsakta Çalışma Hayatını Düzenleyen haklarımız öğretilmediği için hak aramaktan uzak kaderci bir anlayış ile kan paralarını kabul eder hale geldik.

Umarız önümüzdeki günlerde bu sıkıntıları aşmış , daha az iş kazaları ,meslek hastalıkları mücadele eden,çalışma hayatının kural ve kanunları öğretilen bir toplum haline geliriz.

(Kaynak: alitezel.com | 10.11.2014)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM