BASINDAN YAZILAR
Öngörülebilirlik İstikrar ve Hukuki Güven Vergi Hukukunun Temel İlkeleri / Zeki Gündüz - MuhasebeTR

Öngörülebilirlik İstikrar ve Hukuki Güven Vergi Hukukunun Temel İlkeleri / Zeki Gündüz

 Değerli DÜNYA okurları; gazetemizde 25 Mart 2015’te “Vergi Portalı” köşesinde, Avukat Umurcan Gago imzasıyla yayımlanan yazıda detaylı bir şekilde vergi hukuku açısından çok önemli bir Anayasa Mahkemesi kararından bahsedilmişti.

21 Şubat 2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi kararı çok önemlidir. Uzun yıllardır her türlü platformda dile getirdiğimiz “öngörülebilirlik” kavramı, verilen kararın mihenk taşını oluşturmaktadır.
Bireysel başvuru hakkı çerçevesinde verilen bu kararda,
-“Uzun yıllardır yürürlükte” olan bir kanun hükmüne dayanılarak,
-Yıllardır sürdürülegelen ve defalarca yapılan “vergi incelemelerinde eleştirilmeyen” konuların eleştirilmesinin,
-Ortada “yargı kararları”, verilmiş “muktezalar” varken,
-Bu konuda açıklayıcı “ikincil mevzuat düzenlemeleri de yapılmamışken” tarhiyat yapmanın “öngörülemez” bir durum yarattığı ve açık kanuni düzenlemelere dayanılmaksızın yapılan böylesi bir tarhiyatın “mülkiyet hakkı” ihlali olduğu ifade edilmiştir.

Bu kapsama girecek çok sayıda örnek var

Değerli DÜNYA okurları, Anayasa Mahkemesi'nin verdiği bu karar ve son dönemde kişisel olarak şahidi olduğum bazı Danıştay ve Vergi Mahkemesi kararları, hukuk sistemimize olan güvenimi tazelemiştir.

Bu sütunlarda sizlerle çok sayıda bu karar kapsamına gireceğine (öngörülebilirlik-mülkiyet hakkı ihlali olarak nitelendirilebilecek) inandığım uygulamayı paylaştım, paylaşmaya devam edeceğim.

1.Sorumlu sıfatıyla ödenmesi gerekip re’sen tarhedilen KDV’nin indiriminin engellenmesi

Hizmet ithali yapmış, ancak, beyan edip ödemeniz gereken KDV’yi ödememiş veya eksik ödemişseniz, tespit edildiğinde ceza ve gecikme faizi ile ödemek zorunda kalabilirsiniz. Buraya kadar herşey normal. Daha önce, sorumlu sıfatıyla ödenen bu KDV’nin (tıpkı gümrükte –ithalat aşamasında ödenen KDV gibi) şirketlerin KDV beyannamesinde, indirilecek KDV olarak indirilmesine müsaade ediliyordu (49 seri no’lu KDV Genel Tebliği). Mali İdare durduk yere, hiçbir açıklama yapmaksızın, kanunda da hiçbir değişiklik olmadığı halde görüş değiştirdi. Size cezası ve faiziyle ödettiği KDV’nin indirimine, dönemi geçtiği gerekçesiyle izin vermemeye başladı. Hal böyle olunca, KDV servet vergisine dönüşmüş oldu.

2. Re’sen veya ikmalen tarhedilen KDV’yi ödeyen mükellefçe indiriminin engellenmesi

Yukarıdaki uygulamanın benzeri bir uygulama bu konuda da yapılıyor. Örneğin A mükellefi yüzde 18 yerine yanlışlıkla yüzde 8 KDV uygulamış olsun. Bu durum tespit edildiğinde eksik olan yüzde 10 KDV A’dan cezası ve faizi ile tahsil ediliyor. A bu ilave yüzde 10 KDV’yi müşterisi B’ye yansıtıyor. B A’ya bu KDV’yi ödüyor ancak B’nin ödediği bu KDV’nin indirimine müsaade edilmiyor.

Bazen yapılan ilave KDV tarhiyatı davaya taşınıyor ve dava sonucuna göre kesinleşip ödeniyor. Bu durumda da mahkeme kararına göre ödenen KDV karşı tarafa yansıtıldığında, ödemeyi yapan şirketin (dönemi geçti gerekçesiyle) bu KDV’yi indiremeyeceği iddia edilmeye başlandı.

3. Gümrükte fazladan ödenmiş KDV’nin indirimine izin verilmemeye başladı

Değerli DÜNYA okurları, A şirketi yurtdışındaki ilişkili B şirketinden 100 TL’ye mal almış olsun. B’den alınan malın emsalinin 70 TL olduğu, dolayısıyla 30 TL fazla bedelle ithalat yapıldığı, örtülü kazanç dağıtıldığı iddiası ile kurumlar vergisi açısından tarhiyat yapılmış olsun. Bu tarhiyattan başka A’nın 100 TL üzerinden gümrükte ödediği 18 TL KDV’nin 30 TL’lik fazla olduğu iddia edilen kısma ilişkin 5.4 TL’lik KDV’yi indiremeyeceği iddia edilmeye başlandı.

Diğer bir deyişle, ortada aslında fazladan ve peşin olarak Devlete/Hazineye intikal ettirilmiş vergi var. KDV Kanunu gereği şayet fazladan KDV ödemişseniz ve bu KDV’yi de indirebiliyorsanız sorun yok. İndirememişseniz (devreden KDV’nizin çokluğu nedeniyle) aslında size iadesi gerekiyor. İadeyi geçtik vergi idaresi bu fazladan, peşin ödenmiş KDV’yi şayet indirmişseniz ceza ve faizi ile istiyor.

4. Faizsiz, kur farksız krediye ceza kesiliyor

1985’ten beri farklı bir uygulama yapılmıyorken, son yıllarda birden bire, faizsiz, kur farksız kredi için emsal (olmayan) faiz hesaplanıp, bu olmayan faiz üzerinden KDV ödenmesi gerektiği iddia edilmeye başlandı. Ceza ve faiz de istenen bu KDV’nin indirimine de müsaade edilmemesi cabası.
Değerli DÜNYA okurları, kredi almışsınız, kur farkı ve faiz ödemiyorsunuz. Devlet sizi cezalandırmaya kalkıyor. Bunu da 1985’ten beri yürürlükte olan bir kanunu bugün birden bire farklı yorumlamaya başlayarak yapıyor.

5. Ödediğimiz KDV’nin indirimine izin vermeyebilirler

Şayet alış veriş yaptığınız şirket hasbelkader Mali İdarenin “kara listesine” girerse, bu şirkete ödediğiniz KDV indiriminden veya iadesinden vazgeçmeniz en hafif atlatacağınız uygulama olabilir. Ödediğiniz KDV’yi size tekrar ceza ve faiziyle ödetebilirler. Hukuki temelini sorarsanız, yok....
Bu tür, hukuki olmayan uygulamaları paylaşmaya devam edeceğim.

Uzunca bir süreden sonra “DÜNYA” ailesine dönen değerli meslektaşım Bumin Doğrusöz’e yuvaya hoş geldin diyorum.

(Kaynak: Dünya Gazetesi | 22.04.2015)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM