BASINDAN YAZILAR
Türkiye Sosyal Yardımlarda Altın Çağını Yaşıyor - MuhasebeTR

Türkiye Sosyal Yardımlarda Altın Çağını Yaşıyor

 Diyarbakır’dan okurumuz Berfin Dilanoğlu soruyor: “Bünyamin bey, önceki hafta üçüncü çocuğumuz dünyaya geldi. Sizin yazınızı okuduktan sonra bebeğim için bebek altını almak için kocam sosyal yardım merkezine gitti. Ona vermemişler. Sonra ben gittim, bana 600 Lira ödediler. Böyle bir şey yapmaları çok güzel, Allah devletimizden razı olsun, mama parası oldu bebeğime. Komşum da bir ay sonra doğum yapacak, o da yardım alacak mı? Onun kocası çalışmıyor işsiz, yardım alabilir mi?”


Sayın okurum, öncelikle Allah analı babalı büyütsün diyelim.

Son söyleyeceğimizi de ilk söyleyelim, evet, komşunuz da doğacak çocuğu için doğum yardımı alacak.

Zira doğum yardımı almak için doğum yapan kişinin ya da eşinin çalışmasına, sigortalı olmasına ya da herhangi bir şekilde bir kayıtlı olmasına veya bildirimde bulunuyor olmasına gerek bulunmuyor. Dahası doğum yardımı alırken kişinin gelirine, maddi durumuna da bakılmıyor.

Doğum yardımı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkese şartsız ve koşulsuz olarak ödeniyor. Hatta ülkemizde yaşamayan, yurtdışında doğup büyümüş Türk vatandaşları için dahi doğum yardımı hakkı var. Tek şart bebeğim 15 Mayıs 2015 günü ve sonrası doğması.

Doğum yardımı ülkemizde koşulsuz (universal) olarak ödenen sosyal yardım desteklerinden biri.

Eskiden devletin memurlarının maaşını zor ödeyen bir devlet olduğunu hatırlayınca, ülkemizde artan sosyal yardımlara şaşırmamak mümkün değil. Ama artık gerçekten de ülkemizde sosyal yardımlar ve sosyal devlet anlamında yeni bir Türkiye var.

Doğum yardımı, konut yardımı, çeyiz yardımı… Ülkemizde gitgide yaygınlaşan sosyal yardımlar neler, hatırlayalım…
 

Her Doğan Bebeğe İlk Altın Devletten

Doğum yardımı ülkemizde nüfusun dinamik yapısını korumak için getirilmiş bulunan bir doğrudan gelir desteği.

Halen Türk vatandaşlığı bulunan kişiler dışında Mavi Kart sahibi olanlar, yani doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenler ve üçüncü dereceye kadar olan altsoyları da doğum yardımı hakkından yararlanabiliyor.

Dahası çocuğun kaçıncı çocuk olduğu, aile içerisinde doğup doğmadığı, annenin veya babanın kaç yaşında olduğu gibi hususlara bakılmıyor, her yeni doğan Türk vatandaşına ilk altını devlet veriyor.

Doğum yardımı ilk çocuktan üçüncü çocuğa kadar artıyor, üçüncü ve sonraki çocuklarda ise sabit.

Buna göre Türk vatandaşlarına, canlı doğan birinci çocuğu için 300 TL, ikinci çocuğu için 400 TL, üçüncü ve sonraki çocukları için 600 TL doğum yardımı yapılacak.

Yani ilk çocuğa iki küçük altın, ikinci çocuğa yarım altın ve sonraki çocuklara ise büyük altın var.


İlk Evini Alana Devlet Desteği Var

Son dönemde gerçekleştirilen bir başka doğrudan gelir desteği ise ilk evini alanlara getirilen konut yardımı.

Devlet ilk evini almak için para biriktiren her Türk vatandaşına 15 bin TL’ye kadar yardım veriyor. Bu tutarı 45 bin TL’ye kadar arttırmak mümkün.

Sistemde ikamet esası olmadığı için yurtdışında yaşayan Türk vatandaşları da konut yardımı alabiliyor, ancak satın alınan konut Türkiye’de olmalı.

Sistemden yararlanmak için yaş şartı yok, kaç yaşında olursanız olun eğer daha önce hiç ev almamışsanız konut alma hakkından yararlanabiliyorsunuz.

Tek şart ise, Türkiye’deki bankalarda konut hesabı açtırmanız ve üç yıl para biriktirmeniz.

Konut yardımı en yoksul kesimlerin bir nebze olsun yükünün hafiflemesi ve yurtiçi tasarrufun teşvik edilmesi için önemli bir yardım.


Devlet Evlenene Çeyiz Yardımı Yapıyor

Devletin yeni evli çiftlere çeyiz yardımı yapması uygulaması da son dönemde getirilen önemli bir doğrudan gelir desteği. Çeyiz hesabında hem evlenmenin teşvik edilmesi, hem bireysel tasarrufun desteklenmesi amaçlanıyor.

27 yaşını doldurmadan ilk evliliğini yapan tüm Türk vatandaşları, devletin vereceği çeyiz yardımından yararlanabiliyor. Mavi Kart sahibi olanlar da çeyiz yardımı hakkından yararlanabiliyor.

Sistemde ikamet esası olmadığı için yurtdışında yaşayan Türk vatandaşları da çeyiz yardımı alabilmekte.

Tek şart Türkiye’de bir bankada çeyiz hesabı açtırıp kendiniz için üç yıl para biriktirmeniz.

Devlet katkısı ödemesi hesapta biriken toplam tutarın yüzde 20’sini ve azami 5.000 Türk Lirasını oluyor.


Vatandaş Sağlık Hizmetlerinden Memnun

Yalnızca parasal yardımlarda değil, son dönemde sosyal hizmetlerin kalitesi ve çeşidinde de büyük bir artış var. Vatandaşın en memnun olduğu hizmetler arasında sağlık hizmetleri geliyor.

Eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın öncülüğünde başlatılan Sağlıkta Dönüşüm Programı bir yandan kamu hastane altyapılarını güçlendirirken öte yandan da köhneleşmiş hastane ve sağlık ocağı sistemi dönüştürdü.

Şimdi herkesin bir aile hekimi var, yakında bir de aile diş hekimi olacak…

Dahası hasta olan, eskisi gibi SSK hastanesine mahkûm değil, istediği hastaneye gidiyor istediği doktorda tedavi olabiliyor.

Üstelik en garibana dahi sağlıkta tercih hakkı sunan bu sistemde seçenekler en kötüler değil, hastaneler yenilendi dünyanın en iyi tedavileri Türkiye’de de var.

Türkçesini söyleyelim: En gariban bile gidip Florence Nightingale yada Siyami Ersek Hastanesi’nde açık kalp ameliyatı olabiliyor.


OECD İstatistikleri Ne Diyor?

Türkiye’de artık bir sosyal devlet olduğunu yalnız biz söylemiyoruz, OECD ve dünya istatistikleri de böyle diyor.

Türkiye’nin son on üç yıldaki sosyal politika gelişimini gösteren en önemli veri OECD istatistikleri. Bu istatistikler hem Türkiye’nin sosyal güvenlik rejiminin yaygınlığında (genel nüfusa göre kapsamında) hem de derinliğinde (karşılanan ödenek ve yardımlarda) hızlı bir gelişmeye işaret ediyor.

2000 yılında Türkiye’nin kişi başına düşen sağlık harcaması 268 Dolar iken bu rakam son OECD verileri olan 2012’de kişi başına 758 Dolara çıkmış bulunuyor.

2000 yılında toplam kamu sağlık harcamaları 4,8 milyar TL iken bu rakam 2012 yılı itibariyle 58,6 milyar TL’ye yükselmiş.

OECD verileri 2007 yılında 46 milyar TL yaşlılık aylığı ödeyen Türkiye’nin bu rakamı 2012 yılı itibariyle 90 milyar TL’ye çıkarttığını göstermekte.

Toplam sosyal kamu harcamalarına baktığımızda ise 1995 yılında gayrisafi milli hasılamızın yalnızca % 5,6’sını bu alana ayırırken, bu oranın 2005 yılı itibariyle % 9,7’ye 2013 yılı itibariyle ise % 12,5 oranına çıkmış olduğunu görüyoruz.


Yeni Türkiye’ye Sosyal Devlet Olmak Yaşıyor

Tüm bunlar Türkiye’nin sosyal devlet olma noktasında önemli adımlar attığının göstergesi.

Artık Türkiye’de sürdürülemez kabul edilen bir sosyal güvenlikten, şişmiş bir Yeşil Kart sisteminden, kalitesiz kamu hastanelerinden, insanların ölülerinin hastanede rehin alındıkları bir özel sağlık sisteminden, işlevsiz bir Sosyal Yardımlaşma Vakfı sisteminden söz edilmiyor.

Artık ülkemizde en iyi sağlık hizmetinden, sağlık Turizmi için ülkemize gelen milyonlardan, garibanın derdini bilen ve çare üretmeye çalışan bir devletten, 18 yaşına kadar ücretsiz sağlık sigortasından, evde bakım ve sağlık hizmetlerinden, aile hekiminden söz ediliyor.

Yeni Türkiye’ye de sosyal devlet olmak, garip gureba fakir fukara ile ilgilenmek yakışır…

(Kaynak: Memur Haber | 06.06.2015)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM