BASINDAN YAZILAR
Varlık Barışı, Vergi İncelemelerine Karşı Korumasız mı? - MuhasebeTR

Varlık Barışı, Vergi İncelemelerine Karşı Korumasız mı?

 6736 sayılı Kanun ile tekrar bir Varlık Barışı imkanı sunuldu. Bu imkandan yararlanmak isteyen gerçek ve tüzel kişiler, yurt dışında bulunan para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, 31/12/2016 tarihine kadar Türkiye'ye getirmeleri halinde bu varlıklar üzerinde serbestçe tasarruf hakkına sahip olacaklar.


 

Yurt dışındaki varlıkların  Türkiye'ye getirilmesi nasıl gerçekleşecek? Varlıkların Türkiye'ye getirilmesinden şunları anlıyoruz:  


 

- Söz konusu varlıkların fiziki olarak Türkiye'ye getirilmesi veya bu varlıkların Türkiye'deki banka veya aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transferedilmesi


 

- Menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının aracı kurumlara bildirilmesi


 


 

Başarı Sağlanır mı?


 

Varlık Barışı uygulamalarına bakıldığında, söz konusu uygulamalar yurt dışında olduğuna inanılan çift haneli milyar ABD doları tutarındaki varlıkların Türkiye'ye getirilmesi konusunda beklentileri karşılamadı. Bu sonuca varmak için geçmiş yıllarda yürürlüğe konan düzenlemelerin sonuçlarına bakmak yeterli.


 

Mevcut Varlık Barışı'ndan yararlanma süresi 31.12.2016 tarihinde sona eriyor. Ancak beklenen başvuruların hala gerçekleşmediği kamuoyuna yansıyor. Türk halkı olarak son dakikalara kadar opsiyonların açık olmasını seven bir kültürümüz var, kabul. Ancak tek nedenin bu olmadığını düşünüyoruz.


 

Peki sorun ne? Bunun birçok nedeni var. İlk olarak akla gelenler; varlık sahiplerinin tüm yumurtaları aynı sepette tutmaması (riskten korunma) ve hukuki güvenceler.


 

Sonuncu ile başlayalım. Genel hukuki güvencelerden bahsetmiyoruz. Vergi hukuku çerçevesindeki güvenceler mi yeterli mi, yetersiz mi? Bu sorunun cevabına geçmeden 6736 sayılı Kanun kapsamındaki güvence nedir ve nasıl yorumlanıyor? Biraz daha detaya inelim.


 

 


 

Kanun, Vergi İncelemelerine Karşı "İnceleme Kalkanı" Sağlıyor mu?


 

Varlık Barışı düzenlemesi ile ilgili Kanun'un 7'nci maddesi hükmüne bakalım.  Buna göre,yurt dışından Türkiye'ye varlıklarını getirenler hakkında (gerçek veya tüzel kişiler ile bunların kanuni temsilcileri), varlıklarını getirme dolayısıyla, hiçbir şekilde vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı ile herhangi bir araştırma, inceleme, soruşturma veya kovuşturma yapılamayacak, vergi cezası ve idari para cezaları kesilemeyecek.


 

Bir örnek ile sorunu daha somut olarak ortaya koymaya çalışalım. Varlık Barışı'ndan yararlanan bir gerçek kişinin, 2016 yılında yurda getirdiği varlıklar nedeniyle geçmiş yıllarda bu varlıklardan elde edilmiş olan gelirleri beyan etmediği ve geçmiş 5 yıla ilişkin (tarih zaman aşımı süresi içinde) beyanname vermediği gerekçesiyle inceleme riski var mı?


 

Peki o halde sorun ne? Sorun, yukarıda yer alan 7'nci madde düzenlemesinin "sadece Varlık Barışı ile ilgili vergi salınmasını ve ceza kesilmesini kapsadığı" şeklindeki yorumlardan kaynaklanıyor.


 

Söz konusu Kanun'un yasama süreci incelendiğinde, yukarıda yer verilen madde metninden varlık barışından yararlananların her türlü vergi incelemesine karşı korunduğu "yasama gücünün iradesi" olarak kamuoyuna yansıdı ve kamuoyu algısı bu şekilde oluştu.


 

Bunun sebebini öğrenmek için Kanun'un 7'nci maddesi ile ilgili "madde gerekçesi" ve "TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunun" madde hakkındaki kararına bakalım. Komisyon, görüşmeler sırasında 7'nci madde ile ilgili şu kararı almıştır:  (...) yurt dışından varlık getirenler ile nam ve hesabına varlık getirilenlerin bu varlıklar nedeniyle bildirimde bulunmasını zorunlu kılan ibarelerin metne eklenmesi ve madde hükmünden yararlananlar ve yurt dışından getirilen varlıkların nam veya hesabına getirildiği diğer gerçek ve tüzel kişiler ile bunların kanuni temsilcileri hakkında, sırf bu işlemin yapılmış olmasından dolayı ve bu işlemden hareket edilerek, hiçbir şekilde vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı ile herhangi bir araştırma, inceleme, soruşturma veya kovuşturma yapılmasını sağlayan düzenlemeye, 'başkaca bir gerekçe olmaksızın' ibaresinin eklenmesi suretiyle kabul edilmiştir."


 

Bu karar ile ilgili görüşmeler sırasında endişe yaratan konu kara para ile mücadele olmuş, düzenlemenin uluslararası rekabete uygun ve kara para aklanmasını önleyecek şekilde yapılması gereği yasama sürecinde açıklanmıştır. Bu nedenle "başkaca bir gerekçe" ibaresinin ancak kara para aklanması durumunda inceleme ve soruşturma yapmaya izin verir şekilde düzenlendiği kanaatindeyiz.


 

Diğer taraftan, Vergi Usul Kanunu'nun 134'üncü maddesi ile incelemelerin gayesi, "ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak" olarak açıklanmıştır. Bu bilgiler ışığında varlık barışı ile ilgili 7'nci madde vergi hukuku açısından değerlendirildiğinde bu hakkı kullananların "hiçbir şekilde vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı ile herhangi bir araştırma, inceleme, soruşturma veya kovuşturma yapılamayacak, vergi cezası ve idari para cezaları kesilemeyeceği" hükmünün açık ve net olduğunu düşünüyoruz.


 

Bu nedenlerle 7'nci maddedeki hiçbir şekilde vergi incelmesi yapılması, vergi salınması ve cezası kesilmemesi tüm "gelir vergisi", "veraset ve intikal vergisi" gibi vergileri kapsadığı kanaatideyiz. Çünkü aksi takdirde yukarıda yer alan "hiçbir şekilde vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı ile herhangi bir araştırma, inceleme, soruşturma veya kovuşturma yapılamayacak, vergi cezası ve idari para cezaları kesilemeyeceği" hükmünün anlamı anlaşılmamaktadır. 6736 sayılı Kanun ile yapılan "varlık barışı" düzenlemesi ile bir vergi salınması söz konusu değildir. Diğer taraftan varlık barışı kapsamında yurda getirilen varlıklar için bir vergileme öngörülmemiştir.


 

Varlık Barışı'na "Sorumlu Vergicilik" Bakışı


 

Yukarıdaki gerekçelere dayalı bakışımıza göre varlık barışı kapsamında yurda getirilen varlıklar nedeniyle herhangi bir vergi incelemesi (Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi, Veraset ve İntikal Vergisi gibi) yapılarak vergi salınması ve ceza kesilmesinin 6736 sayılı Kanun'a uygun olmadığı kanaatindeyiz. Çünkü Vergi Usul Kanunu'na göre vergilendirmede olayın gerçek mahiyeti esastır. "Özün önceliği" olarak da anılan bu vergileme ilkesine göre Varlık Barışı kapsamında yurda varlık getirenler nezdinde bir vergi incelemesi yapılmayacağı Maliye Bakanlığı tarafından açıklanmalıdır. Aksi takdirde bu Kanun ile yurtdışında bulunan varlıkların milli ekonomiye kazandırılması kapsamındaki beklentilerin gerçekleşmesinin mümkün olmadığı kanaatindeyiz.


 

Buna rağmen Varlık Barışı kapsamında yurda varlık getirenlere tavsiyemiz; aynı zamanda matrah artırımında bulunmalarıdır. Burada kritik olan konu matrah artırım süresinin 31.10.2016 tarihinde sona ermesidir. Varlık Barışı için süre ise 31.12.2016 tarihidir.


 

Konu ile ilgili sorularınız olması halinde lütfen bizimle bağlantıya geçiniz.


 

Saygılarımızla,  

 

 

(Kaynak: KPMG Vergi | 20.10.2016)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM