BASINDAN YAZILAR
Vergi incelemelerinde yeni düzen / Bumin Doğrusöz - MuhasebeTR

Vergi incelemelerinde yeni düzen / Bumin Doğrusöz

Geçen yazımızda 6009 sayılı kanunla Vergi Usul Kanunu'nda yapılan değişikliklerin vergi incelemelerine etkilerini irdelemeye başlamıştık, bu gün de aynı konuya devam edeceğiz. Yine geçen yazımızda incelemelerin artık bir tutanakla başlayacağını, kapsamının baştan belli olacağını, incelemelere süre getirildiğini, ancak buna yaptırım getirilmediğini yazmıştık.
6009 sayılı kanunla getirilen en önemli yenilikse inceleme raporlarının denetimi konusundadır. Bu düzenlemeler, özünde, raporlardaki kişisel ve ayrık yorumların ve "Ben yazayım, siz mahkemede anlatın" anlayışının ortadan kaldırılması, genel tebliğ, sirküler veya özelgelerin inceleme elemanlarınca görmezden gelinmesini önleme amacıyla ihdas edilmiştir.
Bu maksatla her şeyden önce, Tasarı ile Maliye Bakanlığı nezdinde kurulması öngörülen ‘Vergi İnceleme ve Denetim Koordinasyon Kurulu'na inceleme, denetim ve raporlama konusunda denetim standartlarını, ilkelerini, yöntem ve tekniklerini belirleme yetkisi verilmektedir.
İkinci olarak, kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ ve sirkülere aykırı rapor yazılması yasaklanmaktadır. Düzenlemenin kesinliği, bu şekilde rapor yazılamayacağını göstermektedir. Yalnız burada saydığımız genel düzenleyici işlemler arasında sirkülere yer verilmesi yanlış olmuş, toplu özelge anlamını taşıyan sirküler, bu niteliğinin üzerine taşınmıştır.
Üçüncü olarak raporların bir denetim süzgecinden geçmesi için kurallar getirilmektedir. Maliye müfettişleri, hesap uzmanları ile gelirler kontrolörleri ve bunların yardımcı veya stajyerleri tarafından hazırlanan raporlar, vergi dairesine gönderilmeden önce bu inceleme elemanlarının kendi grup veya kurullarında en az 10 yıllık 3 inceleme elemanından oluşan ‘rapor değerlendirme komisyonu' tarafından kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ, sirküler ve özelgelere (dikkat, burada özelge devreye girdi) uygunluk açısından değerlendirilecektir. Bu komisyon ile inceleme elemanı arasında bir görüş ayrılığı oluşursa, konu Ankara'da oluşacak 9 kişilik ‘merkezi rapor değerlendirme komisyonu' tarafından incelenecek ve bu komisyonun vereceği karar inceleme elemanını bağlayacaktır. Bu komisyon ayrıca belirlenecek belli tutarı aşan raporları da doğrudan ve kendiliğinden inceleyecektir.
Diğer inceleme elemanlarının, yani vergi denetmelerinin ve vergi dairesi müdürlerinin hazırladığı raporlar da Gelir İdaresi Başkanlığı'nca merkez ve taşra teşkilatında oluşturulacak ‘rapor değerlendirme komisyonları' tarafından değerlendirilecektir. Bu komisyonların kararları kesin olacak ve inceleme elemanını bağlayacaktır.
Eğer bir inceleme raporunun özelgelerle çeliştiği ve Rapor Değerlendirme Komisyonu'nca özelgenin hatalı olduğu kabul edilirse, bu takdirde durum Maliye Bakanlığı'nda bir başka özel komisyonda değerlendirilecektir ve bu komisyonun kararı, gerek merkezi gerek diğer rapor değerlendirme komisyonlarını ve inceleme elemanını bağlayacaktır. Sirkülerlerin de bu grupta özelgeler gibi işlem görmesi gerekirken, bu özel komisyonun sirkülerler konusunda yetkilendirilmemiş, sirküler genel düzenleyici işlem olarak kabul edilmiştir, ki bu yanlıştır.
Rapor Değerlendirme Komisyonlarının kurulması son derece yerinde olmakla birlikte, bu komisyonlarda geçen sürelerin inceleme süresine dahil olup olmadığı açık değildir. Eğer ileride bu komisyonların çalışma hızı, iş yoğunluğu dolayısıyla takdir komisyonlarınınkine dönerse, bunun ceremesini yine mükellefler gecikme faizi olarak çekecektir. Üstelik bu komisyonlarda geçecek süre, özelikle zamanaşımı süresinin son günlerinde yazılmış raporlar için sıkıntı yaratabilecektir. Hele ki raporun, değerlendirme komisyonu -merkezi komisyon- özelge komisyonu üçlemesini geçmesi gereken hallerde, bu sıkıntı daha da artacaktır.
İnceleme elemanlarının raporlarını vergi dairesine tevdilerinden önce okuma komisyonundan geçeceğinden, bu komisyonlarda geçen sürenin inceleme süresinden sayılması gerekmektedir. Bir başka anlatımla, bu komisyonlarda geçen sürenin zamanaşımını durdurucu veya kesici herhangi bir işlevi olmayacaktır. Ancak kanunda tam ve/veya kısmi inceleme için tanınan sürelerin, bu komisyonlarda geçecek süreleri de içerip içermediği, kanunla belirlenmemiştir. Bu belirleme doğal olarak içtihatlarla gerçekleşecektir.
Öte yandan bir önemli eksiklik de bu komisyonların görüş ve/veya raporlarının, inceleme raporu ile birlikte mükellefe tebliğinin kanunda öngörülmemiş olmasıdır. Ancak yargı bunu mutlaka değerlendirecektir. Çünkü değerlendirme komisyonu raporlarının / kararlarının mükelleflere tebliği yapılmaksızın gerçekleştirilen vergi ve ceza tarhiyatlarına karşı açılacak bütün açılan davalarda, tarhiyatın yapılamayacağı, çünkü dayanağı raporun ‘rapor değerlendirme komisyonundan' geçirilmediği, raporun bu komisyonlardan geçmesinin tarhiyatın dayanağı raporun hukuki geçerlilik koşullarından biri olduğu mutlaka ileri sürülecek ve mahkeme de bu hususu araştıracaktır. Bu husus ayrıca, anılan komisyonların raporlarının da gerekçeli olmasını zorunlu kılmaktadır.

(Kaynak: Referans Gazetesi | 09.09.2010)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM