BASINDAN YAZILAR
Ticari İşletme Ve Ticaret Şirketleri’ne Getirilen Yenilikler - MuhasebeTR

Ticari İşletme Ve Ticaret Şirketleri’ne Getirilen Yenilikler

 1 Temmuz 2012’de yürürlüğe girecek 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, Türkiye’de son 50 yıldır uygulanan ticaret hayatının kural ve alışkanlıklarını önemli ölçüde değiştirecek yeni düzenlemeler içeriyor. İstanbul Ticaret Odası’nca yayınlanan kitapçıkta, yeni kanun ile getirilen ve İTO üyelerini önemli ölçüde etkileyecek değişikliklere değiniliyor. Ticari işletme ve ticaret şirketleri hukukunda eski mevzuat döneminde uygulanan ve yeni kanunda da yer alan düzenlemelere ise tekrardan kaçınmak amacıyla yer verilmedi.

1. Anonim Şirketler

1.1. Kuruluş

* Esas sermaye sistemini benimseyen anonim şirketlerde başlangıç sermayesinin 50.000 TL olması esası korunurken, kayıtlı sermaye sistemini benimseyen anonim şirketlerde bu sermaye miktarı 100.000 TL olarak belirlenmiştir. (TTK. 332)
* Tedrici kuruluş kaldırılmış olup tüm A.Ş.’ler ani şekilde kurulacaktır. Bu kapsamda halka arz edilecek şirketler için kuruluşta ortakların paylarının tamamını taahhüt etmesi ve taahhüt etmiş oldukları payların tescilden itibaren 2 ay içerisinde halka arz edileceğini esas sözleşmede belirtmesi gerekmektedir. (TTK. 335)
* Tek kişilik Anonim Şirket kurulmasına imkan tanınmıştır. Bu düzenleme kapsamında mevcut A.Ş.’lerin paylarının tek elde toplanması halinde de tescil ve ilan ile şirketin mevcudiyetinin devamına imkan yaratılmıştır. (TTK. 338)
* Anonim şirkete ayni sermaye konulması halinde, bunun üzerinde en ufak bir sınırlı ayni hak, haciz veya tedbir bulunmaması şartı getirilmiştir. Üzerinde sınırlı bir ayni hak olan, haciz ya da tedbir bulunan mal varlığı unsurları, artık sermaye olarak kabul edilmeyecek olup, önceki kanun döneminde de sermaye olarak kabul edilmeyen hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibara ek olarak vadesi gelmemiş alacakların da sermaye olamayacağı açıkça düzenlenmiştir. Bunun yanında anonim şirketlere fikri mülkiyet hakları ile devredilebilir elektronik ortamlar, alan adları ve işaretler gibi malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilecektir. (TTK. 342)
* Kayıtlı sermaye sistemi bakımından getirilen yenilikler çerçevesinde, Sermaye Piyasası Kanunu’na tabi olmayan anonim şirketlerin de kayıtlı sermaye sistemini kabul etmelerine olanak tanınmıştır. Halka açık anonim şirkette benimsenen kayıtlı sermaye sisteminin kapalı anonim şirketler için de öngörülmesi, bu iki farklı anonim şirket yapısını birbirine yakınlaştırmış olup, kapalı anonim şirketlerin, halka açık anonim şirkete dönüşmesi prosedürünü basitleştirmiştir. Sermaye Piyasası Kanunu’nda benimsenen esas ve kayıtlı sermaye ayrımı yeni düzenlemede de benimsenmiş, bu sayede iki kanun arasında büyük paralellik sağlanmıştır. Yeni kanundaki düzenlemede, halka açık olmayan anonim şirketler, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’ndan izin alarak, kayıtlı sermaye sisteminden çıkabilecekleri gibi, bu sisteme alınırken aranan, ana nitelikleri yitirdikleri takdirde yine aynı Bakanlıkca sistemden çıkarılabileceklerdir. (TTK. 332)

Kuruluş sırasında gerekli olan belgeler: (TTK 336)

Bu belgeler sicil dosyasında muhafaza edilecek olup, bir suretlerinin şirket tarafından 5 yıl süreyle muhafazası zorunludur.
* Kuruluşta nakit ödeneceği kabul edilen en az yüzde 25 ile payların çıkarma primlerinin tamamının tescilden önce ödenmesi koşuluyla pay bedellerinin şirketin tescilinden itibaren 24 ay içinde ödenmesi gerekmektedir. (TTK. 344)
* Yeni kanunda kuruluş işlemlerine 1 Temmuz 2012 tarihinden önce başlanıp, bu tarihten önce tescili yapılmamış şirketler bakımından özel bir düzenleme getirilmiştir. Buna göre eğer bir anonim şirketin esas sözleşmesi 1 Temmuz 2012 tarihinden önce yapılmış, kurucuların imzaları da bu tarihten önce noterden onaylatılmışsa ve anılan onay tarihinden itibaren bir ay içinde şirketin tescili için başvuru yapılmışsa, bu şirketin kuruluşuna 6762 sayılı önceki kanun hükümleri uygulanacaktır.

1.2. Yönetim Kurulu

* Tek kişilik anonim şirket kurulması imkânına paralel bir düzenleme ile tek kişilik yönetim kurulu oluşumu da mümkün hale gelmiştir.
* Yönetim kurulu üyelerinin pay sahibi olma zorunluluğu kaldırılmış, yönetim kurulu üyelerinin sadece gerçek kişi değil, tüzel kişi olması imkânı da getirilmiştir. Bu halde tüzel kişinin yönetim kurulunda oy kullanabilmesi için tüzel kişiyi temsil edecek gerçek kişinin ticaret sicilinde tescil ve ilanı, ayrıca internet sitesinde bu temsilcinin ilan edilmesi gerekmektedir.
* Temsile yetkili yönetim kurulu üyelerinden en az birinin, eğer yönetim kurulu tek kişiden oluşuyorsa bu kişinin Türkiye’de ikamet etmesi ve Türk vatandaşı olması zorunlu kılınmıştır.
* Yönetim kurulu üyelerinin en az dörtte birinin yüksek öğrenim görmüş olması şartı aranmıştır. Bu bağlamda Yükseköğretim Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca yönetim kurulu üyelerinden birinin en az ön lisans mezunu olması şarttır. Ancak tek üyeli yönetim kurulu için eğitim şartı öngörülmemiştir.
* Esas sözleşmede düzenlenmiş olması şartıyla yönetim kurulu toplantılarının elektronik ortamda yapılabilmesine imkân tanınmıştır.
* Yönetim kuruluna esas sözleşmede alacağı bir yetki doğrultusunda çıkaracağı iç yönerge ile, yönetimi kısmen veya tamamen bir veya birkaç yönetim kurulu üyesine yahut üçüncü bir kişiye devredebilme ve şirket yönetiminde iş bölümünü bu yönerge ile belirleyebilme olanağı getirilmiştir.
* Yönetim Kurulu üyelerinin sorumluluğu kapsamında, ilgilinin kusurunu dikkate alan farklı bir teselsül sistemi öngörülmüştür. “Farklılaştırılmış Teselsül” olarak adlandırılan bu sistem uyarınca, müteselsil sorumluluk ilkesi gereği, bir zarardan beraber sorumlu olan kişilerin şahsi sorumluluğu, zararın doğumundaki kusuru ve halin icabına göre belirlenecek, zararın doğumuna kusuru ile sebep olmayan ilgili, zarardan sorumlu olmayacak ya da kusuru nispetinde sorumlu olacaktır. Bu düzenlemede ilgililerin sorumluluk ve tazminat borcunun hâkim tarafından belirleneceği öngörülmüştür. Başka bir ifadeyle farklılaştırılmış teselsül sisteminde, kişinin zarara katkıda kusur derecesi neyse o derecenin karşılığı olan miktara kadar diğerleriyle sorumlu olması esastır.
* Yönetim kurulunun toplantı nisabı, esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı takdirde üye tam sayısının çoğunluğu, karar nisabı ise toplantıda hazır bulunanların çoğunluğu olacaktır. Oylarda bir eşitlik bulunması halinde ilgili önerinin görüşülmesi bir sonraki toplantıya bırakılacak, eğer bu ikinci toplantıda da karar için; hazır bulunanların çoğunluğu sağlanamazsa öneri reddedilmiş sayılacaktır.
* Şirketin yönetimi ile ilgili konular başta olmak üzere, muhasebe, finans, risk yönetimi, denetim gibi alanlarda, yönetim kurulu yetkilerini, başka bir organa devredemeyecektir. Yine bu bağlamda yönetim kurulu, kanun ve esas sözleşme uyarınca genel kurulun yetkisinde bırakılmış alanlar dışında, şirketin işletme konusunun gerçekleştirilmesi için gerekli olan her çeşit iş ve işlemler hakkında karar almaya yetkili kılınmıştır. Bu itibarla yeni düzenlemede yönetim kurulunun esas yetkili organ olduğu ortaya konmuş ve yönetim kurulu merkezli bir görev anlayışı benimsenmiştir. (TTK. 374)
* Yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmaları ile ilgili olarak genel kurulda gündeme bağlılık ilkesine istisna getirilmiştir. Dolayısıyla esas sözleşmeyle atanan veya genel kurul kararıyla seçilen yönetim kurulu üyeleri, genel kurul gündeminde görevden almaya ilişkin bir madde bulunmasa dahi, haklı bir sebebin varlığı halinde genel kurul tarafından görevden alınabilecektir. Ayrıca azle bağlı olarak yönetim kurulu üyesine tazminat isteme hakkı getirilmiştir. (TTK. 359 vd.)
* Yeni kanunun yürürlüğe girdiği tarihte görevde bulunan yönetim kurulu üyeleri, görevden alınmaları veya yönetim kurulu üyeliğinin başka bir sebeple boşalması hali hariç, görev süreleri sonuna kadar görevlerine devam edeceklerdir. Ancak tüzel kişinin temsilcisi olarak yönetim kurulu üyeliği yapan gerçek kişinin yeni kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 ay içinde (1 Ekim 2012 tarihine kadar) istifa etmesi, onun yerine tüzel kişinin ya da başkasının seçilmesi gerekecektir. 
* Yönetim kurulu üyelerinin, görevlerini yaparken kusurlarıyla şirkete verebilecekleri zararın isteğe bağlı olarak sigorta ettirilmesi imkânı yaratılmıştır. (TTK. 361)
* Anonim şirketlerin kendi hisse senetlerini belli kurallara bağlı olarak iktisap etmesi mümkün kılınmıştır. Buna göre her anonim şirket, genel kurulun yönetim kuruluna verdiği yetkiye dayanarak, sermayesinin yüzde 10’unu aşmamak şartıyla kendi paylarını ivazlı iktisap ve rehin olarak kabul edebilecektir. Ayrıca şirketin, yakın ve ciddi bir kaybı önlemek amacıyla, kendi paylarını genel kurulun yetkilendirme kararı olmadan da serbestçe iktisap edebileceği de kabul edilmiş, öte yandan ivazsız iktisapta herhangi sınırlama getirilmemiştir. (TTK. 379)
* Yönetim kurulu kararlarının hangi hallerde batıl sayılacağı kanunda düzenlenmiştir. (TTK. 391) Buna göre yönetim kurulunun özellikle:
- Eşit işlem ilkesine aykırı olan, 
- Anonim şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen, 
- Pay sahiplerinin özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmasını kısıtlayan ya da güçleştiren, 
- Diğer organların devredilemez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin,
kararlarının geçersiz olduğunun tespiti mahkemeden istenebilecektir.
* Yönetim kurulu üyelerinin şirketin tüm iş ve işlemler hakkında bilgi alma, inceleme ve soru sorma haklarına sahip olduğu kabul edilmiştir. Bu hakları yönetim kurulu başkanı veya diğer yönetim kurulu üyeleri tarafından engellenen yönetim kurulu üyesine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine başvurma hakkı tanınmıştır. Mahkemenin bu konudaki kararının kesin olduğu da hükme bağlanmıştır. (TTK. 392)
* Yeni kanunda, yönetim kurulu üyelerinin, onların alt veya üst soyundan birisinin ya da eşinin yahut üçüncü derece dâhil kan ve kayın hısımlarının, bunların ortağı olduğu şahıs şirketleri ile en az yüzde 20’sine katıldıkları sermaye şirketlerinin şirkete borçlanmaları yasaklanmıştır. Ayrıca şirket bu kişiler hakkında kefalet, garanti ve teminat veremeyecek, sorumluluk yüklenemeyecek, bunların borçlarını devralamayacaktır. Şirkete borçlanma yasağına aykırı davranan yönetim kurulu üyeleri ile bunların yakınları hakkında adli para cezası uygulanacaktır. (TTK. 395)

1.3. Genel Kurul

* Yeni kanun ile tüm yönetim kurulu üyelerinin genel kurula katılma hakkı korunmuş olup, murahhas üyeler ile en az bir yönetim kurulu üyesinin genel kurul toplantısında hazır bulunması şartı getirilmiştir. Bunun yanında, bağımsız denetçi ile kendilerini ilgilendiren konularda işlem denetçileri de genel kurulda hazır bulunacaklardır.
* Genel kurula Bakanlık komiserinin katılma zorunluluğu Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’ndan izin almak suretiyle kurulabilen şirketler için devam etmekte olup, diğer şirketler için Bakanlık komiserinin genel kurula katılımını gerektiren haller Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenecektir. (TTK 407)
* Tek kişilik anonim şirketlerde bu kişi tek başına genel kurulun tüm yetkilerini kullanacaktır. Ancak tek kişilik genel kurulda alınacak kararların geçerli olabilmesi, yazılı olmaları şartına bağlanmıştır. 
* Esas sözleşme öngörülmek kaydıyla genel kurullara elektronik ortamda katılma, öneride bulunma ve oy verme imkânı getirilmiştir.
* Yeni kanunda önemli miktarda şirket varlığının toptan satışının genel kurul kararı ile mümkün olabileceği düzenlenmiştir. Bu itibarla bundan sonra şirketin önemli bir aktifini satmak konusunda yönetim kurulunun tek başına hareket etmesi doğru olmayacak, böyle bir satış yapılması halinde yapılan işlem geçersizlik tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceğinden bu işlemler için mutlaka genel kurul kararı çıkarılması isabetli olacaktır. (TTK. 408)
* Yeni kanun, aralarından biri itirazda bulunmadığı takdirde bütün pay sahipleri veya temsilcilerinin katılması koşulu ile çağrı usulüne uyulmaksızın genel kurul yapabileceği esasını korumakla birlikte, bu şekilde karar alınabilmesini toplantı boyunca anılan nisabın korunması şartına bağlamıştır. Dolayısıyla çağrısız toplanan bir genel kurulda pay sahibi veya temsilcilerinden birinin dahi toplantıdan ayrılması, genel kurulun karar alabilmesini engelleyecektir. (TTK. 416)
* Genel kurul toplantısı için öngörülen dörtte birlik nisabın, toplantı süresince korunması şartı getirilmiştir. Bunun yanında, ilk toplantıda bu çoğunluğa ulaşılamadığı takdirde ikinci toplantının yapılması için nisap aranmaması esası korunmuştur. (TTK. 418)
* Esas sözleşme değişikliklerine ilişkin kararların kural olarak şirket sermayesinin en az yarısının temsil edildiği genel kurulda oyların çoğunluğu ile alınacağı esası yeni kanunda da korunmuştur. Buna karşılık, şirketin işletme konusunun tamamen değiştirilmesi, imtiyazlı pay oluşturulması ve nama yazılı pay devrinin sınırlandırılabilmesi kararlarının ancak esas sermayenin yüzde 75’inin olumlu oyu ile alınabileceği kabul edilmiştir. Ayrıca rüçhan haklarının sınırlandırılması için aranan çoğunluk yeni kanunda esas sermayenin yüzde 60’ı olarak belirlenmiştir. (TTK. 421)
Bu nisaplar esas sözleşme ile ağırlaştırılabilecektir.
* Genel kurul kararlarının butlanı somut düzenlemeye bağlanmış, bu kapsamda pay sahibinin genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran ve anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan kararlar batıl olarak kabul edilmiştir. (TTK. 447)
* Yönetim kurulu, genel kurul kararları aleyhine iptal veya butlan davasının açılması halinde bu davaların açıldığını ve dava sonucu kararı ilan edip şirketin internet sitesinde yayınlamak zorundadır. (TTK. 448–450)
* Yeni kanunda iç kaynaklardan sermaye artırımı özel olarak düzenlenmiş olup, sermaye artırımı kapsamında şarta bağlı sermaye artırımı yeni bir usul olarak kanuna eklenmiştir. (TTK. 462- 463)

1.4. Pay Sahibinin Hak ve Borçları

* Yeni kanunun getirdiği düzenlemelerle, pay sahiplerinin konumunu güçlendirdiği söylenebilir. Mevcut pay sahipliği haklarına eklenen, birleşme dışı şirketten çıkma hakkı ile bilgi alma ve inceleme hakkının (TTK. 437) yanı sıra şarta bağlı sermaye artırımında önerilme hakkı (TTK. 466), özel denetçi atanması talep hakkı (TTK. 438 vd) , birleşme, bölünme ve tür değiştirme iptali (TTK.192 ve 446/b) veya bu işlemler açısından sorumluluk davası (TTK. 193) gibi yeni haklar, pay sahibinin konumunu güçlendirmektedir. (TTK. 425-444)

1.4.1 Kuruluşta Şirketin Feshini Talep Hakkı

* Şirketin kurulmasında kanunda öngörülmüş olan kurallara riayet edilmemişse ve bu sebeple pay sahiplerinin, alacaklıların veya kamunun menfaatleri önemli bir şekilde tehlikeye düşmüş ya da ihlal edilmiş olursa, yeni kanun yönetim kuruluna, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na, alacaklıya veya pay sahibine şirketin feshini talep etme hakkı tanımıştır. Bu talep, şirketin ticaret sicilinde tescil ve ilan edildiği tarihten itibaren üç ay içerisinde ileri sürülmelidir, aksi halde feshi talep hakkı ortadan kalkacaktır. (TTK. 353)

1.4.2 Borçlanma Yasağı

İştirak taahhüdünden, yani şirketin kuruluşu veya sermaye artırımı sırasında ortaklar tarafından taahhüt edilen miktardan doğan borçlar hariç olmak üzere; borç, şirketle, şirketin işletme konusu ve pay sahibinin işletmesi gereği olarak yapılmış bulunan bir işlemden doğmuş olmadığı ve emsalleriyle aynı veya benzer şartlara tabi tutulmadığı sürece; pay sahiplerinin şirkete borçlanması yasaklanmıştır. Bu yasağa uymayan pay sahipleri 300 günden az olmamak üzere adli para cezası ile cezalandırılacaktır.
* Yeni kanundaki bu düzenlemeye aykırı olarak 1 Temmuz 2012’den önce şirkete borçlanmış pay sahipleri, 1 Temmuz 2015 tarihine kadar borçlarını nakden ödeyerek tasfiye etmelidir, aksi halde cezai yaptırım onlar aleyhine de uygulanacaktır. (TTK. 358)

1.4.3 Temsil Hakkı

* Pay sahiplerinin temsili ile ilgili olarak üç yeni temsilci türü getirilmiştir. 
- Bunlardan birincisi yönetim kurulu ile herhangi bir şekilde ilişkisi olan organın temsilcisi, 
- İkincisi de böyle bir kişinin pay sahiplerine kendilerini genel kurulda temsil etmesi için önerilmesi halinde önerilmesi zorunlu olan ve şirketle herhangi bir ilişkisi bulunmayan bağımsız temsilcidir. Yönetim kurulu bu iki kişiyi esas sözleşme hükmüne göre ilan edip şirketin internet sitesine koymaya mecburdur. 
- Pay sahiplerinin temsiline ilişkin getirilen üçüncü imkân ise, pay sahiplerinin kendi inisiyatifleriyle kurumsal temsilci atayabilmeleri veya kurumsal temsilciliğe istekli olanların şirkete başvurabilmeleridir. Kurumsal temsilcilerin de ilan edilmesi ve internet sitesinde yayımlanması gerekmektedir. 
* Sayılan tüm bu temsilciler, temsil belgelerinin içeriğini ve oylarını hangi yönde kullanacaklarını radyo, televizyon, gazete veya diğer araçlarla ve gerekçeleriyle birlikte açıklayacaklardır. (TTK.427 vd.)

1.4.4 Oy Hakkı

* Her pay sahibinin en az bir oy hakkını haiz olacağı kuralı aynen benimsenmiş, ancak bunun dışında eski düzenlemeden farklı olarak birden fazla paya sahip olanların oy hakkının esas sözleşmeyle sınırlandırılması imkânı getirilmiştir. (TTK. 434/2)
* Bu kapsamda sermaye azaltımı yapılması halinde payların itibari değerinin indirilmesine rağmen oy hakkı için indirimden önceki itibari değerin dikkate alınması, dolayısıyla önceki itibari değere göre oy hakkı tanınması öngörülmüştür. 
* Öte yandan oy hakkına ilişkin yeni düzenlemede, oy hakkının doğumu için pay bedellerinin taahhüt edilmesi yeterli görülmemiş, kanunen veya esas sözleşme ile öngörülen asgari miktarlarının ödenmesi şartı aranmıştır.
* Bu düzenleme geriye doğru da etkili olacak, eski dönemde kurulmuş ve sermaye artırımı nedeniyle taahhüt edilmiş olan sermaye koyma borcunu asgari miktarda yerine getirmeyen pay sahipleri 14 Ağustos 2012 tarihi itibariyle oy hakkından mahrum kalacaklardır. (TTK. 434-435)

1.4.5 Rüçhan Hakları

* Kanun koyucu, yeni sistemde rüçhan haklarına, pay sahiplerinin bu hakkını koruyucu şekilde özel bir düzenleme getirmiştir. Önceki kanun döneminde esas sözleşme veya genel kurul kararıyla da kaldırılabilen rüçhan hakkının, yeni düzenlemede sadece genel kurul kararıyla kaldırılabileceği hüküm altına alınmıştır. Bu kapsamda rüçhan hakkının sınırlandırılması veya kaldırılması için iki şart öngörülmüş olup, bunlar haklı nedenlerin varlığı ve toplam sermayenin yüzde 60’ının olumlu oyudur. Kanunda haklı sebep hallerine örnek olarak halka arz, işletmelerin, işletme kısımlarının ve iştiraklerin devralınması ve işçilerin şirkete katılmaları konuları düzenlenmiştir. (TTK.461 )

1.4.6 İmtiyazlar

* Yeni kanun imtiyazların kişiye değil, belirli pay gruplarına tanınabileceği esasından hareket etmiştir.
* Oyda imtiyaz, eşit itibari değerdeki paylara farklı sayıda oy hakkı verilerek tanınabilecektir. Bunun yanında kural olarak imtiyazlı bir paya en fazla 15 oy hakkı tanınabilir. İmtiyazlı payın oy hakkına ilişkin bu sınırlama, kurumlaşmanın gerektirdiği veya haklı bir sebebin ispatlandığı durumlarda uygulanmayacak olup, bu iki hâlde, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinin, kurumlaşma projesini veya haklı sebebi inceleyip, bunlara bağlı olarak, sınırlamadan istisna edilme kararını vermesi gerekecektir. Projede yapılacak her değişiklik mahkeme kararına bağlıdır. Kurumsallaşmanın gerçekleşmeyeceğinin anlaşıldığı veya haklı sebebin ortadan kalktığı hâllerde istisna etme kararı mahkeme tarafından geri alınabilecektir. 
* Ayrıca oyda imtiyazın aşağıdaki kararlarda kullanılamayacağı kabul edilmiştir. Bunlar: 
- Esas sözleşme değişikliği,
- İşlem denetçilerinin seçimi,
- İbra ve sorumluluk davası açılmasıdır.
* Yeni kanun esas sözleşmede özellik ve nitelikleriyle belirli bir grup oluşturan pay sahiplerine ve azlığa yönetim kuruluna aday gösterme hakkı tanınabilmesi imkânı da getirmiştir. (TTK. 478-479)
* Genel kurulun esas sözleşme değişikliğine ve artık yönetim kuruluna sermayenin artırılması konusunda yetki verilmesine dair kararı ile yönetim kurulunun sermayenin artırılmasına ilişkin kararları; eğer imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal ediyorsa kanun, sayılan bu kararların uygulanmasını imtiyazlı pay sahiplerinin yapacakları özel bir toplantıda onaylanması şartına bağlamıştır. 
Bu özel toplantıda imtiyazlı payları temsil eden sermayenin en az yüzde 60’ının çoğunluğu bulunacak ve toplantıda bulunan payların çoğunluğu; esas sözleşme değişiklikleri ve sermaye artırımına ilişkin kararların kendi menfaatlerini ihlal ettiği kanısına varırsa, bu durum bir tutanakla tespit edilerek yönetim kuruluna sunulacaktır. 
Ayrıca bu tutanağın, Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne, olumsuz oy verenlerin imzalarının bulunduğu bir liste ve ortak bir tebligat adresi sunularak tescil ve ilan edilmesi şarttır. Yönetim kurulu bu kararın iptali ve genel kurul kararının tescilini dava edebilir. (TTK. 454)

1.5. Azlık Hakları

Eskiden var olan azlık hakları, güçlendirilmiş, kullanımı kolaylaştırılmış ve yeni bazı azlık hakları tanınmıştır. Bunlardan en önemlisi TTK 531. maddede düzenlenen haklı nedenle şirketin feshini talep hakkıdır. Esas sermayenin onda birini temsil eden pay sahipleri mahkemeden haklı nedenle şirketin feshini talep edebilir. Haklı nedenin ne olduğu kanunda tanımlanmamış olsa da, azlık hakları ile bireysel hakların, özellikle bilgi alma ve inceleme hakkının engellenmesi, şirketin sürekli zarar etmesi, dağıtılan kâr payının düzenli olarak azalması bu kurumun uygulama alanı bulduğu İsviçre’de haklı sebep olarak kabul edilmiştir. Hâkim şirketin feshi yerine pay sahiplerinin paylarının şirket tarafından satın alınmasına veya duruma uygun düşen bir diğer çözüme karar verebilecektir. (TTK. 411 vd.)
* Yine azlığa yönetim kurulundan genel kurulu olağan toplantıya çağırmayı isteme hakkı veya zaten toplanacak ise gündeme madde ekleme imkânı yaratılmıştır. Yönetim kurulunun bu talebi reddetmesi halinde azlık bu talebi asliye ticaret mahkemesine yöneltebilecektir. 
* Bunun yanında azlık, genel kuruldan gündemde yer almasa dahi belirli olayların açıklığa kavuşturulması amacıyla özel denetçi atanmasını isteyebilecektir. Eğer genel kurul bu talebi kabul ederse pay sahibi veya yönetim kurulu; kabul etmezse esas sermayenin onda birini temsil eden azlık asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atanmasını talep edebilecektir.
* Son olarak azlığa, nama yazılı pay senetlerinin bastırılmasını talep hakkı getirilmiştir.

1.6. Pay Senetleri

* Pay senedi bastırılmasına ilişkin bu yeni düzenleme kapsamında anonim ortaklıklar hamiline yazılı pay senetlerini bastırıp, ortaklarına dağıtmak zorundadır. Öte yandan nama yazılı hisse senetlerini bastırma zorunluluğu olmayıp, ancak azlık bu yönde bir talepte bulunursa, bu senetlerin de bastırılması zorunlu kılınmıştır. (TTK. 486.)
* Önceki kanunda nama yazılı pay senetlerinin devrinin sınırlandırılması konusunda yönetim kuruluna tanınan geniş takdir hakkı sınırlandırılarak, pay devrinin reddi için kanunda öngörülen sebeplerin varlığı aranmıştır. Bu bağlamda esas sözleşmenin pay devrine ilişkin hükümlerin devrin kapsamını belirlerken önem kazanmıştır. (TTK. 491 vd.)
*  Yeni kanunda şirketin pay defterine senede bağlanmamış pay ve nama yazılı pay senedi sahiplerinin yanında artık intifa hakkı sahiplerinin de kaydedilmesi esası getirilmiştir. (TTK. 499)

1.7. Sona Erme ve Tasfiye

* Esas sözleşmede öngörülen sürenin sona ermesi sebebiyle şirketin infisahı konusuna açıklık getirilerek şirketin süresinin sona ermesine rağmen işlere fiilen devam edilmesi halinde şirketin belirsiz süreli hale geldiği ve artık sürenin sona ermesi sebebiyle şirketin sona ermeyeceği açıkça düzenlenmiştir. 
* Önceki kanundaki sona erme hallerinden şirketin “maksadının” gerçekleşmesi veya gerçekleşmesinin imkânsız hale gelmesi ifadesi somutlaştırılarak şirketin “işletme konusunun” gerçekleşmesi bir infisah sebebi olarak öngörülmüştür. (TTK.529)
* Yeni kanun kapsamında, tasfiye olan şirketlerin tasfiye dışı bir mal ya da borcunun kalması halinde son tasfiye memurlarına, yönetim kurulu üyelerine, pay sahiplerine veya alacaklılara mahkemeden ek tasfiye talep etme hakkı tanınmıştır. (TTK.547)
* Tasfiyeden dönülmesi müessesi yeni kanunda aşağıdaki hallerde kabul edilmiştir: (TTK. 548)
1. Şirket sürenin dolmasıyla veya genel kurul kararıyla sona ermiş ise, pay sahipleri arasında şirket malvarlığının dağıtımına başlanılmış olmadıkça, genel kurul şirketin devam etmesini kararlaştırabilecektir. 
2. Ayrıca şirket, iflasın açılmasıyla sona ermiş olmasına rağmen iflas kaldırılmışsa veya iflas, konkordatonun uygulanmasıyla sona ermişse şirket faaliyetine devam edecektir.

1.8 Hukuki Sorumluluk

* Yeni kanun kapsamında şirketlerce halktan para toplanmasına yönelik özel bir düzenleme ve özel bir sorumluluk sebebi getirilmiştir. Buna göre halktan para toplanabilmesi ancak Sermaye Piyasası Kurulu’nun izniyle mümkün olabilir. Sermaye Piyasası Kurulu’ndan izin alınmaksızın, ister yurt içinde, ister yurt dışında para toplanmaya yönelik girişimlerde, Sermaye Piyasası Kurulu müdahale edebilecek ve bu konuda mahkemeden gerekli tedbirleri talep edebilecektir. (TTK.552)
* Yeni kanunun önceki kanun paralelindeki genel sorumluluk hükmü uyarınca kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları kanundan veya esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ihlal ettikleri takdirde ve kusurlarının bulunmadığını ispat etmedikleri sürece şirkete, pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına verdikleri zarardan sorumlu olacaklardır. 
* Bunun yanında kanun koyucu, hiç kimsenin kontrolü dışında kalan kanuna veya esas sözleşmeye aykırılıklar veya yolsuzluklar sebebiyle sorumlu tutulamayacağını da hükme bağlamış, ayrıca bu sorumlu olmama durumunun gözetim ve özen yükümü gerekçe gösterilerek geçersiz kılınamayacağını düzenlemiştir. Dolayısıyla hâkim olası bir sorumluluk davasında yönetim kurulu üyelerinin kusur durumlarını esas sözleşme ve iç yönergede yapılan görev dağılımları üzerinden hangi alanların kimin “kontrolünde” olduğuna bakarak tespit edecektir. (TTK.553)
* Kanun, denetçi, işlem denetçisi ve özel denetçilerin de; kanuni görevlerinin yerine getirilmesinde kusurlu hareket etmeleri halinde, hem şirkete hem de pay sahipleri ile şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarar dolayısıyla sorumlu olacaklarını düzenlemektedir. Bu halde kusuru iddia eden ispatlayacaktır. (TTK. 554)
* Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu kapsamında, ilgilinin kusurunu dikkate alan farklı bir teselsül sistemi öngörülmüştür. “Farklılaştırılmış Teselsül” olarak adlandırılan bu sistem uyarınca, müteselsil sorumluluk ilkesi gereği, bir zarardan beraber sorumlu olan kişilerin şahsi sorumluluğu, zararın doğumundaki kusuru ve halin icabına göre belirlenecek, zararın doğumuna kusuru ile sebep olmayan ilgili, zarardan sorumlu olmayacak ya da kusuru nispetinde sorumlu olacaktır. Bu düzenlemede ilgililerin sorumluluk ve tazminat borcunun hâkim tarafından belirleneceği öngörülmüştür. Başka bir ifadeyle farklılaştırılmış teselsül sisteminde, kişinin zarara katkıda kusur derecesi neyse o derecenin karşılığı olan miktara kadar diğerleriyle sorumlu olması esastır.
* Zarara uğrayan şirketin iflası halinde alacaklıların tazminatın şirkete ödenmesini talep hakkına sahip oldukları kabul edilmiş, ancak bu talep hakkının öncelikle iflas idaresi tarafından kullanılması gerektiği düzenlenmiştir. İflas idaresi sorumluluk davasını açmadığı takdirde, her pay sahibi veya şirket alacaklısı bu davayı açabilecektir. (TTK. 556)
* Yönetim kurulu için açıkça verilen bir ibra kararının genel kurul kararı ile sonradan kaldırılamayacağı kabul edilmiş, bu kapsamda; şirket genel kurulunun, sorumluluktan ibraya ilişkin kararı, ibranın kapsadığı açıklanan maddi olaylara ilişkin olarak, şirketin, ibraya olumlu oy veren ve ibra kararını bilerek payı iktisap etmiş olan pay sahiplerinin dava hakkını ortadan kaldıracaktır. Diğer pay sahiplerinin dava hakları ise ibra tarihinden itibaren 6 ay geçmesiyle ortadan kalkacaktır. (TTK. 558)

2. Limited Şirketler

2.1. Kuruluş

* Tek ortaklı limited şirket kurulması kabul edilmiştir. Bu kişi gerçek kişi olabileceği gibi, tüzel kişi de olabilecektir. Ayrıca ortak sayısının bire düşmesi halinde, keyfiyet bu sonucu doğuran işlem tarihinden itibaren 7 gün içinde müdürlere yazılı olarak bildirilecek, müdürler, bildirimin alınması tarihinden başlayarak 7’nci günün sonuna kadar, şirketin tek ortaklı olduğunu, bu ortağın adını, yerleşim yerini ve vatandaşlığını tescil ve ilan ettireceklerdir. Aksi hâlde doğacak zarardan sorumlu olacaklardır. Aynı yükümlülük, şirketin bir ortakla kurulduğu hâllerde de geçerlidir. Ancak şirket, tek ortağının kendisinin olacağı bir şirkete dönüşeceği şekilde esas sermaye payını iktisap edemeyecektir.
* Limited şirketin ortak sayısı için öngörülen 50 ortaklık üst sınır korunmuştur. (TTK. 573-574)
* Yeni kanunda şirket sözleşmesinde bulunması zorunlu kayıtlar yanında, şirket sözleşmesinde öngörülmeleri kaydıyla bağlayıcı olan kayıtlara da yer verilmiştir. Buna göre esas sermaye payının devrinin sınırlandırılmasına ilişkin hükümler, ek ve yan ödeme yükümlülükleri, eşitlik halinde bazı ortaklara üstün oy hakkı tanıyan hükümler, genel kurulda toplantı ve karar nisaplarını kanundan ayrı şekilde belirleyen hükümler, çıkma hakkı ve çıkarılmanın şartlarını düzenleyen hükümler ve kanunda sayılan diğer kayıtlara şirket sözleşmesinde yer verilmesi halinde bu kayıtlar bağlayıcı olacaktır.  Kanun koyucunun şirket sözleşmesinde bulunması halinde bağlayıcı olacak hükümleri sayma yolu ile belirlemesi, şirket sözleşmesinin daha dikkatli hazırlanmasını gerektirecektir. (TTK. 577)
* Limited şirket esas sermayesi 10.000 TL’ye çıkarılmıştır. Ayrıca hâlihazırda asgari sermayesi 10.000 TL’nin altında olan şirketlerin 14 Şubat 2014 tarihine kadar sermayelerini 10.000 TL’ye yükseltmeleri, aksi halde bu sürenin sonunda infisah etmiş sayılacakları hükme bağlanmıştır. (TTK. 580)
* Limited şirkete ayni sermaye konulması halinde, bunun üzerinde en ufak bir sınırlı ayni hak, haciz veya tedbir bulunmaması şartı getirilmiştir. Dolayısıyla üzerinde sınırlı bir ayni hak olan, haciz ya da tedbir bulunan mal varlığı unsurları, artık sermaye olarak kabul edilmeyecek olup, önceki kanun döneminde de sermaye olarak kabul edilmeyen hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibara ek olarak vadesi gelmemiş alacakların da sermaye olamayacağı açıkça düzenlenmiştir. Bunun yanında limited şirketlere fikri mülkiyet hakları ile devredilebilir elektronik ortamlar, alan adları ve işaretler gibi malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilecektir. (TTK. 578 ve 581)
* Kurucuların, sermayenin tamamını şartsız taahhüt etmeleri ve nakit kısmı hemen ve tamamen ödemeleri zorunluluğu getirilmiştir. Şirket, şirket sözleşmesindeki imzaların noterce onaylanması ve belirtilen ödemelerin yapılmasıyla kurulmuş sayılacak, ticaret siciline tescil ile de tüzel kişilik kazanacaktır.
* Yeni kanunda kuruluş işlemlerine 1 Temmuz 2012 tarihinden önce başlanıp, bu tarihten önce tescili yapılmamış şirketler bakımından özel bir düzenleme getirilmiştir. Buna göre eğer bir limited şirketin şirket sözleşmesi 1 Temmuz 2012 tarihinden önce yapılmış, kurucuların imzaları da bu tarihten önce noterden onaylatılmışsa ve anılan onay tarihinden itibaren bir ay içinde şirketin tescili için başvuru yapılmışsa, bu şirketin kuruluşuna 6762 sayılı önceki kanun hükümleri uygulanacaktır.
* Şirketlerin esas sözleşmedeki işletme konuları dışında da işlem yapabilmeleri esası (ultra vires yasağının kaldırılması) limited şirketler bakımından da geçerli olacaktır. Bunun yanında, eski kanunda limited şirketlerin sigortacılık yapamayacaklarına ilişkin hüküm yeni kanunda yer almamaktadır. Dolayısıyla 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren sigortacılık faaliyetleri limited şirketler tarafından da yürütülebilecektir. (TTK. 585)

2.2. Ortakların Hak ve Borçları

* Anonim şirket pay sahipleri için öngörülen şirkete borçlanma yasağı limited şirket ortakları bakımından da geçerli olacaktır. Buna göre iştirak taahhüdünden, yani şirketin kuruluşu veya sermaye artırımı sırasında ortaklar tarafından taahhüt edilen miktardan doğan borçlar hariç olmak üzere; borç, şirketle, şirketin işletme konusu ve ortağın işletmesi gereği olarak yapılmış bulunan bir işlemden doğmuş olmadığı ve emsalleriyle aynı veya benzer şartlara tabi tutulmadığı sürece; ortakların şirkete borçlanması yasaklanmıştır. Bu yasağa uymayan ortaklar 300 günden az olmamak üzere adli para cezası ile cezalandırılacaktır. Yeni kanundaki bu düzenlemeye aykırı olarak 1 Temmuz 2012’den önce şirkete borçlanmış ortaklar 1 Temmuz 2015 tarihine kadar borçlarını nakden ödeyerek tasfiye etmelidir; aksi halde cezai yaptırım onlar aleyhine de uygulanacaktır.
* Bugüne kadar limited şirket esas sermaye payı için kıymetli evrak niteliğinde bir senet çıkartılması mümkün değilken, yeni düzenlemede esas sermaye payının bir ispat aracına veya nama yazılı kıymetli evraka bağlanması imkânı getirilmiştir. (TTK. 593)
* Limited şirkette payın devrinin, ortaklar genel kurulunca onayı için aranan nisap hafifletilmiş, salt çoğunluk yeterli görülmüştür. Ayrıca bu düzenlemede, ortaklara; pay devrinin onaylanması için devreden ortağın başvurusundan itibaren 3 aylık süre öngörülmüş olup, bu süre sonunda devre onay verilmiş sayılacaktır. 
Ancak şirket sözleşmesi ile pay devri yasaklanmışsa veya ortaklar devre onay vermeyi reddetmişse, ortağın haklı sebeple şirketten çıkma hakkı saklı tutulmuştur.
* Esas sermaye paylarının devrinin tescil edilmesi için, şirket müdürleri tarafından ticaret siciline başvurulacaktır. Başvurunun 30 gün içinde yapılmaması hâlinde, ayrılan ortak, adının bu paylarla ilgili olarak silinmesi için ticaret siciline başvurabilecek, bunun üzerine sicil müdürü, şirkete, iktisap edenin adının bildirilmesi için süre verecektir. (TTK. 595 ve 598)
* Yeni kanun uyarınca limited şirketlerde ortaklar hakkında, taahhüt ettikleri sermayeyi ödeme yükümünün yanı sıra, aşağıda belirtildiği üzere ek ödeme ve yan ödeme yükümlülükleri öngörülebilecektir. (TTK. 603)
Şirketin mevcut sermayesi zararlar dolayısıyla azalmış ise, şirket ödeme darboğazına girmiş ise, şirket esas sermayesi ile kanuni yedek akçeler toplamı, şirketin zararını karşılayamıyor veya şirket bu ek araçlar olmaksızın işlerini gereği gibi devamı mümkün olmuyorsa ya da şirket sözleşmesinde tanımlanan ve özkaynak ihtiyacı doğuran diğer bir halin gerçekleşmiş bulunması durumunda, esas sözleşme ile ortaklardan talep edilebilecek bir ek ödeme imkanı getirilmiştir. Ek ödeme miktarı ana sözleşmede mutlaka yazılmak zorunda olup, ayrıca ek ödemenin toplam tutarı, esas sermaye payının itibari değerinin iki katını aşamayacaktır.
Ek ödeme bakımından ortaklar arasında teselsül bulunmayıp, her ortak kendi sermaye payına düşen ek ödemeden sorumlu olacaktır.
Yapılan ek ödemelerin geri verilebilmesi için, iadeye ilişkin tutarın kanuni yedek akçelerden veya diğer serbest fonlardan karşılanabilir olduğunun işlem denetçisi tarafından doğrulanması şarttır.
Şirket sözleşmesiyle, şirketin işletme konusunun gerçekleşmesine hizmet edebilecek yan edim yükümlülüklerinin getirilmesi kabul edilmiştir. (TTK. 606)
Şirketin sözleşmesini değiştirip, ek veya yan edim yükümlülükleri öngören ya da mevcut yükümlülükleri artıran genel kurul kararları, ancak ilgili tüm ortakların onayı ile alınabilecektir. (TTK. 607)
* Şirketin kuruluşunda kanunda öngörülmüş olan kurallara riayet edilmemişse ve bu sebeple ortakların, alacaklıların veya kamunun menfaatleri önemli bir şekilde tehlikeye düşmüş ya da ihlal edilmiş olursa müdürlere, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na, alacaklıya veya ortağa şirketin feshini talep etme hakkı tanınmıştır. Bu talep, şirketin ticaret siciline tescil ve ilan edildiği tarihten itibaren 3 ay içinde ileri sürülmelidir, aksi halde feshi talep hakkı ortadan kalkacaktır. (TTK. 353)
* Rekabet yasağı müdürlerin yanı sıra ortaklar için de öngörülmüştür. Şirket sırlarının korunması dışında kalan diğer yasak hallerinin istisnası; tüm ortakların yazılı onayı veya genel kurul kararıdır. Bu karar için nisap; temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması olarak öngörülmüştür. (TTK. 613, 621,626)
* Şirketin sermaye ihtiyacı varken, sermaye artırımı yerine ortaklar veya onlara yakın kişiler (alt ve üst soyundan birinin ya da eşinin yahut üçüncü derece dâhil üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımlarından birinin) tarafından şirkete ödünç verilmesi halinde sıralamada bu alacak diğer tüm alacaklardan sonra gelecektir.

Bu kapsamda ödünç niteliğinde sayılanlar:

a) Esas sermayenin ve kanuni yedek akçelerin, aktifler tarafından artık karşılanamadığı bir anda verilen ödünçler,
b) Ortaklar veya onlara yakın kişiler tarafından, şirketin finansal durumu itibarıyla özkaynak koymalarının uygun olduğu bir anda, bunun yerine verilen ödünçlerdir.
* İflasın açılmasından önceki bir yıl içinde, özkaynakların yerini tutar nitelikteki ödünçlerin geriye ödenmesi amacıyla yapılan ödemeler, bu ödemelerinin alıcısı tarafından iade edilecektir. (TTK. 615)
* Yeni kanun, ortakları payları oranında kamu borçlarından sorumlu tutan 6183 sayılı kanunun 35/1. madde hükmüne herhangi bir değişiklik getirmemiştir. Dolayısıyla ortaklar şirket sözleşmesi ile yönetim ve temsili üçüncü kişilere bırakmış olsalar da, kamu borçlarından sorumlu olmaya devam edeceklerdir.

2.3. Genel Kurul

* Genel Kurul, toplantı gününden en az 15 gün önce toplantıya çağrılacaktır. Şirket sözleşmesiyle bu süre uzatılabilir veya 10 güne kadar kısaltılabilir. Toplantıya çağrı, azlığın çağrı ve öneri hakkı, gündem, öneriler, çağrısız genel kurul, hazırlık önlemleri, tutanak, yetkisiz katılma konularında anonim şirketlere ilişkin hükümler, Bakanlık temsilcisine ilişkin olanlar hariç, kıyas yoluyla uygulanacaktır.
* Yeni kanun kapsamında artık şirketin ortak sayısına bakılmaksızın, her ortak kendisini genel kurulda ortak olan veya olmayan bir kişi aracılığıyla temsil ettirebilecektir.
* Şirket sözleşmesinde öngörülmek kaydıyla ortaklara, genel kurullara elektronik ortamda katılma, öneride bulunma ve oy verme imkânı getirilmiştir.
* Limited şirket genel kurulunun toplantı yapılmaksızın karar almasına ilişkin düzenleme önceki kanundakine paralel bir düzenlemedir. Herhangi bir ortak sözlü görüşme isteminde bulunmadıkça, genel kurul kararları ortaklardan birinin gündem maddesi ile ilgili önerisine diğer ortakların yazılı onayları alınmak suretiyle de verilebilecektir. Aynı önerinin tüm ortakların onayına sunulması kararın geçerliliği için şarttır. (TTK. 617)
* Anonim şirketteki eşit itibari değer farklı oy prensibinin aksine limited şirkette farklı itibari değere eşit oy prensibi kabul edilmiştir. (TTK. 618)
* Önceki kanundan farklı olarak, oy hakkından yoksun kalınması için üç ayrı hal düzenlenmiştir.
(1) Herhangi bir şekilde şirket yönetimine katılmış bulunanlar, müdürlerin ibralarına ilişkin kararlarda oy kullanamazlar.
(2) Şirketin kendi esas sermaye payını iktisabına ilişkin kararlarda, esas sermaye payını devreden ortak oy kullanamaz.
(3) Ortağın bağlılık yükümüne veya rekabet yasağına aykırı faaliyetlerde bulunmasını onaylayan kararlarda ilgili ortak oy kullanamaz. (TTK. 619)
* Kanun veya şirket sözleşmesinde aksi öngörülmediği takdirde, seçim kararları dâhil, tüm genel kurul kararları, toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile alınabilecektir. (TTK. 620)
* Öte yandan yeni kanunda limited şirket bakımından önemli olarak nitelendirilmiş kararların (şirket işletme konusunun değiştirilmesi, şirket merkezinin değiştirilmesi, şirketin feshi gibi) alınabilmesi için ağırlaştırılmış bir çifte nisap öngörülmüştür. Buna göre; bu gibi kararlar genel kurulda temsil edilen oyların üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin salt çoğunluğunun bir arada bulunması şartıyla alınabilecektir. (TTK. 621)

2.4. Yönetim ve Temsil

* Önceki kanuna göre, esas sözleşmede açıkça belirlenmemişse, tüm ortaklar aynı zamanda müdür sıfatına sahip olarak, bu sıfatla şirketi temsil ve ilzam etme hakkını haizdi (Özden Organ İlkesi). Bu ilkenin terk edilmesi sonucunda artık şirket sözleşmesi ile ortaklar arasından ya da şirket dışından bir ya da daha fazla müdür atanması zorunluluğu getirilmiştir. (TTK. 623)
* Ayrıca en azından bir ortağın, şirketi yönetim hakkının ve temsil yetkisinin bulunması, tek müdür mevcut ise o kişinin, birden fazla müdür var ise birinin yerleşim yerinin Türkiye olması ve bu müdürün şirketi tek başına temsile yetkili olması zorunluluğu getirilmiştir. (TTK. 628)
* Şirketin birden fazla müdürünün bulunması halinde, bunlardan biri, şirketin ortağı olup olmadığına bakılmaksızın, genel kurul tarafından müdürler kurulu başkanı olarak atanacaktır. Birden fazla müdürün olduğu halde, çoğunlukla karar alınacaktır. Eşitlik halinde başkanın oyu üstün oy sayılmıştır. (TTK. 624)
* Şirket sözleşmesinde düzenlenmiş olması şartıyla müdürler kurulu toplantılarının elektronik ortamda yapılabilmesine imkân tanınmıştır.
* Yeni kanunda müdürlerin özen ve bağlılık yükümlülükleri sayılmış, ayrıca şirket sözleşmesinde aksi öngörülmedikçe veya diğer tüm ortaklar yazılı olarak kararlaştırmadıkça, müdürlerin rekabet yasağına aykırı davranamayacağı hükme bağlanmıştır. (TTK. 626-627)
* Genel kurul, müdürü veya müdürleri görevden alabilecek, bunların yönetim hakkını ve temsil yetkisini sınırlayabilecektir. Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilecektir.
Yöneticinin özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul edilmiştir. Ancak görevden alınan yöneticinin tazminat hakları saklı tutulmuştur. (TTK. 630)
* Müdürlerin kararlarının hangi hallerde batıl sayılacağı kanunda düzenlenmiştir (TTK. 644, 391-392). Buna göre müdürlerin özellikle:
- Eşit işlem ilkesine aykırı olan, 
- Limited şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen, 
- Ortakların özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmasını kısıtlayan ya da güçleştiren, 
- Diğer organların devredilemez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin kararlarının geçersiz olduğunun tespiti mahkemeden istenebilecektir.
* Müdürlerin şirketin tüm iş ve işlemler hakkında bilgi alma, inceleme ve soru sorma haklarına sahip olduğu düzenlenmiştir. Bu hakları müdürler kurulu başkanı veya diğer bir müdür tarafından engellenen müdürlere şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine başvurma hakkı tanınmıştır. Mahkemenin bu konudaki kararının kesin olduğu da hükme bağlanmıştır. (TTK. 392)

2.5. Sona Erme ve Ayrılma

* Ortaklardan birine, şirket sözleşmesindeki hükme dayanarak çıkmak istediği takdirde, haklı sebeplerden dolayı çıkma davası açma hakkı tanınmıştır. Bu durumda, müdür veya müdürlere gecikmeksizin diğer ortakları bundan haberdar etmek yükümlülüğü getirilmiştir. Diğer ortaklardan her biri, haberin kendisine ulaştığı tarihten itibaren 1 ay içinde, şirket sözleşmesinde öngörülen haklı sebep kendisi yönünden de geçerli ise, kendisinin de çıkmaya katılacağını müdürlere bildirmek, haklı sebepler dolayısıyla çıkma davasına katılmak hakkına sahiptir. (TTK. 639)
* Şirket genel kurulu, sözleşmesindeki çıkarma sebeplerinin gerçekleşmesi halinde ortak hakkında çıkarma kararı verebileceği gibi sözleşmede hüküm bulunmuyor ise haklı sebeplerin varlığı halinde ortaklıktan çıkarma davası da açılabilir. Çıkarma kararına karşı ortak, kararın kendisine bildiriminden itibaren 3 ay içinde karara karşı iptal davası açabilir. (TTK. 640)
* Ortaklıktan çıkma ve çıkarılma hallerinde, ortak esas sermaye payının gerçek değerine uygun bir ayrılma akçesini talep edebilir. Ortaklar, şirket sözleşmelerinde ayrılma akçesini farklı bir şekilde düzenleyebilirler. Bu bakımdan kanun koyucu ortaklara geniş bir hareket alanı bırakmıştır.
* Ayrılma akçesinin istenebilmesi için şirketin kullanılabilir bir özkaynak üzerinde tasarruf ediyor olması, ayrılan kişinin esas sermaye paylarının devredilebiliyor olması ve esas sermayenin ilgili hükümlere göre azaltılmış olması gerekmektedir. (TTK. 641-642)

2.6 Hukuki Sorumluluk

* Yeni kanunun önceki kanun paralelindeki genel sorumluluk hükmü uyarınca müdürler ve tasfiye memurları kanundan veya esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ihlal ettikleri takdirde ve kusurlarının bulunmadığını ispat etmedikleri sürece şirkete, ortaklara ve şirket alacaklılarına verdikleri zarardan sorumlu olacaklardır. (TTK.644, 553)
* Bunun yanında kanun koyucu; hiç kimsenin, kontrolü dışında kalan kanuna veya esas sözleşmeye aykırılıklar veya yolsuzluklar sebebiyle sorumlu tutulamayacağını da hükme bağlamış, ayrıca bu sorumlu olmama durumunun gözetim ve özen yükümü gerekçe gösterilerek geçersiz kılınamayacağını düzenlemiştir. Dolayısıyla hâkim olası bir sorumluluk davasında müdürlerin kusur durumlarını esas sözleşme ve iç yönergede yapılan görev dağılımları üzerinden hangi alanların kimin “kontrolünde” olduğuna bakarak tespit edecektir.
* Kanun, denetçi, işlem denetçisi ve özel denetçilerin de kanuni görevlerinin yerine getirilmesinde kusurlu hareket ettikleri takdirde, hem şirkete hem de ortaklar ile şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarar dolayısıyla sorumlu olacaklarını düzenlemektedir. Bu halde kusuru iddia eden ispatlayacaktır. (TTK. 644, 554)
* Yeni kanun, ortakları payları oranında kamu borçlarından sorumlu tutan 6183 sayılı kanunun 35/1. madde hükmüne herhangi bir değişiklik getirmemiştir. Dolayısıyla ortaklar şirket sözleşmesi ile yönetim ve temsili üçüncü kişilere bırakmış olsalar da, kamu borçlarından sorumlu olmaya devam edeceklerdir.

3. Sermaye Şirketlerine İlişkin 
  
 Ortak Düzenlemeler

3.1. Tüzel Kişiliğin Ehliyeti

* Yeni kanun ile şirketlerin işletme konuları dışında işlem yapamayacaklarına ilişkin yasak (ultravires yasağı) kaldırılmıştır. Başka bir ifade ile ana sözleşmede işletme konusunda yer almasa da şirket artık gayrimenkul alımı, kiralama vb. hukuki işlemleri yapabilecektir. 
* Şirketin amaç ve işletme konusu dışında yapılan işlemler de şirketi bağlayacak, bu işlemler nedeniyle üçüncü kişiye karşı sorumlu olacak, ancak sınırı aşan temsil yetkisini haiz kişiye karşı, şirket rücu edebilecektir. Ticaret sicilinde esas sözleşmenin tescil ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilmiş olması, tek başına üçüncü kişinin bildiğini ispatlamak açısından yeterli bir delil olarak kabul edilmemiştir. (TTK 125, 371)

3.2. Birleşme, Bölünme ve Tür Değiştirme

3.2.1 Birleşme

* Birleşen şirketlerin aynı türde olması koşulu kaldırılmıştır. (TTK. 137)

SERMAYE ŞİRKETLERİNDE BİRLEŞME

* Sermaye şirketleri, ancak sermaye şirketleri, kooperatif ve devralınan şirket olmaları şartıyla kollektif ve komandit şirketlerle birleşebileceklerdir.

ŞAHIS ŞİRKETLERİNDE BİRLEŞME

* Şahıs şirketleri ise, devralınan şirket olmaları şartıyla, sermaye şirketiyle ve kooperatiflerle birleşebileceklerdir.
* Kooperatifler, yine kooperatiflerle, sermaye şirketleriyle ve devralan şirket olmaları şartıyla şahıs şirketleriyle birleşebileceklerdir. 
* Kısaca sınırlı sayıda sayılan bu haller bir yandan birleşme yapılacak şirket türlerini genişletmiş, bir yandan da ortaklık borçlarından kişisel olarak sorumlu olan ortakların sınırlı sorumlu bir şirket şekli ile birleşmesi neticesinde, kişisel sorumluluktan kurtulma imkânı ortadan kaldırılmıştır.

(Kaynak: İto Gazetesi | 23.04.2012)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM